Ferhat dağları delende, yollar zirvelerden aşmış
Yer ile gök kavuşsa da, meftunun sancısı dinmez.
Mecnun helezon çizende, kervan Medine'ye varmış
Kul yolunu şaşırsa da, çöller biter, yollar bitmez.
Su iz bulur akar gider, rüzgar kanat çırpar gider
YAŞAMAK
Yaşamak zor zanaattır
Ham deviri dövenlere.
Susmak en güzel cevaptır
Aklıyla övünenlere.
Toplasam teker teker çocukluk yıllarımı
Kucak kucak sevginle her günümde sen vardın.
Can duvarımda çınlar hala o titrek sesin.
Tazelendi ağaçlar, yazlar kışlar eskidi
Hani o bayramların?
Hasretin hüzün verir, şefkatine muhtacım.
Adımı kim koymuş antik devirde?
Fi tarihinden beri
Tan yeri ağarırken, maviden giyinirim.
Tertemiz ırmaklarla beslenir
Buğulu nefesimle
Bereketli yağmurlar eker,
Seher yelleri hala vadilerde sinerken
Uyuklarken işgüzar karıncalar
Şafak söker, çardağında karşılar
Salkım çiçek sarmaşıklar içinde.
Emektar Aslı Ninesi
Fincanında acılı kahvesiyle.
Kulağımda acayip, imlasız uğultular.
Zamanında böyle miydi bu civar?
Bu meydan, çarşı pazar...
Nazara mı gelmiş şu bizim mahalle?
Muhallebici Hamit, ebruli Aslı Teyze
Hattatlar, sedefkarlar...
Muğlak bir rehavetle, başım düşer yastığa
Neyleyim rüyaları, bir ömür sürmeyince
Uykularım karışır zifiri karanlığa.
Rüzgarlar pencereden fısıldar iki hece.
Sokağı mesken tutmuş civarın öksüzleri
Kaynana:
Ah benım kurnaz oğlum, gafil avladı bizi?
Tahsilli gelin diya, geturdi şeher kızi.
Bezanıp boyanmasi, bulur sekiz otuzi
Ağsani kibar ama, ağartti saçlarımi.
Gönlüme gam düşünce,, demlerdim efkarımı
İçerken yalnızlığım, hasretin men bağından
Beni bana bırakır, gezerdim perakende
Nerdeydin hilal kaşlım, şu gurbet akşamları?
Keşiflerin amacı işgal yarışı mıydı?
O bakir topraklara silahşörler taşındı.
Cengaver tanrıların sırları anlaşıldı
Hakikati görenler tükeniyor gitgide
Müjde beşeriyete!
Dehşet yazıyor.