Güneşe aşık ateş kıskanırcasına yakıyor
Dokundukça eriyorum içimden bir şeyler akıyor
Ne zaman gökyüzüne baksam eksiliyor
Sinemde gezme gece gezme
Söyle yıldızlar söyle karanlıkta dertlerim var.!
Nefesler de küllenen nikotin
Dillerde savrulup duran küfür
Nedir diye sorma
Küfür masum kalıyor bazen
Sorma işte gölgelere tutsak.!
Sevildiği için üstünde tuttu su
Güneşe uyanmak için yapraklarını kapatsa da
El üstünde uyuttu
Utansa da içinde ki çamurdan.!
Güneşi gördü toprak
Bahar geldi sandı alevlendi aşkı
Üşüdü uzandı dalları kış güneşine
Titreten soğukluğu aldırmadı
Gelinlikler giydi erik ağaçları
Umuda nadas tohumda bir telaş
Toprağın her zerresine öpen güneş gibi
Sarı sonbaharda yağan bir yeşil yağmur gibi
Geşmiş zamana can veren resim gibi
Rüzgarın önünde titreyen yaprak gibi
Ağlayan geceme usulca süzül
Dağılsın eylül!
Güneşleri çaldık yarınından
Sultan sandık kendimizi
Ayak bastığımız toprağı unutup hayat bizim sandık
Nefis tahtına kuruldukça kudurduk
miras bıraktık sevinci güvencesi alınmış yarınları
Birkaç günlük yaşamı sandık bin yıl
Sevginin saflığı mı yaprağına düşen beyaz
Aşkına erir bulutların yüreği
Sökercesine hazanı döken
Bahara dönmeyen yüz çizgilerim
Nazlı gelin, nisan gözyaşı gibi ol
Bulutlarda saklıdır yıldırımlar
Ayrılık şarkıları dilimi sarmadan
Boğulur gökyüzü kurşuni bulutlarda
Altın kasede yem verilse de
Kilitli kafeste bir dal
Hayaldir kuşa
Yoluma yoldaş
Çevir bakışlarını aşk
Yağdır karları
Yanıklarım yangın yağmuru
Topla eteklerini hoşçakal rüzgarı
Topla eteklerini topla bulut
Göz yaşının kabul edilmediği yerdeyim
Yular takılmış ağır aksak tabut insanlar
Yorgun gecelerin yalnızlığında kaybolmuşlar
Elim bağrımda gözüm seyirde
İçi boş sözcüklerim yakıyor puslanmış bakışımı
Üç kuruş bir lokma, paranın karesi sıfır
Kutlarım
ANT10 puan
Kutlarım
ANT10 puan
Kutlarım
ANT10 puan