alıp başımı,
gidebilsem,
sonu gelmese hiç yolların,
yürüsem...
engin sulara dalsam,
dalgalar sarsa bedenimi,
bu şişe,
bitecek bu gece,
yanılmışlığıma,
içiyorum...
sırça sarayım,
otuz yaşım da,
hayatımla yüzleştim.
kalabalık arasında,
tek başıma yaşadığımı farkedip,
başladım bocalamaya,
kendim için,
boğuluyorum,
cevap vermiyor sesime,
etrafımı saran duvarlar,
sağır olmuşlar...
sonu yok,
yürüdüğüm yolların,
yoruldum yaşamaktan,
üşüyorum, buz gibi duvarlarım...
rüzgarlarım senden esmiyor,
gittin gideli söndü tüm ışıklarım...
06.04.2009 kızıl toprak
uçzuz bucaksız bir sahildeyim,
güneş,
kızıl rengini yaymış sulara,
uzaklarda,
bir balıkçı teknesi,
dalgalar,
gök yüzünden,
gülen güneş,
ışıklarını çek penceremden.
karanlıktır benim dünyam,
aydınlatamazsın.
üşüyorum,
sen,
sevdiğim,
karasevdam, özlemim,
sen,
güz' üme doğan güneşimsin benim...
.......................................................can dostum ESEL ARSLAN a
baba nedir,
bilmedim...
Geldiğin gün,
Düğünüm derneğim di...
Gittiğin günse,
Kıyametim....
Antolojide ilk yorumum bu ve soyad daşıma özel oldu...
Soyad daşım şiirlerinizi okuyorum kurduğunuz cümleler yazın ortasında yağan yağmurlar kadar serinletici.....
Yüreğinize sağlık....