bir kadın öldü dün gece sokak ortasında,
o'nu vuran ne kurşun, ne de bıçaktı,
sözcükler yetti dilden fırlayan,
bir damla bile kanı akmadı...
can kırıkları kapladı her yeri,
kimse görmedi, kimse duymadı...
bir rüzgar esti,
sürükledi bizi,
bilinmezlere...
bazen,
lodos oldu,
sersemletti,
zaman,
zaman,
meçhullerden bir rüzgar eser,
bazen sevindirir,
bazen üzer...
böyle günlerde gerektir,
gecenin içindeyim yine,
uykusuz.
bir,bir,
aklıma düşüyor,
yaşananlar.
meğer yüreğim,
özleminle yüklü yüreğim,
kokun,
denizlerden mi gelecek,
çamlardan mı diye,
havayı çekiyorum içime,
derin derin...
yıl ikibin bir,
içmemiş sakinin elinden
kondu kadehe,
bir avuç şaşkın buz
gün dönerken geceye...
sadece buz değildi ki şaşkın olan,
sen,
kızgın çölün örtasında ki,
tek damla suyumsun...
kardelen çiçeği gibisin açan,
karakışımda...
zifir karanlığıma vuran ışıksın,
bütün gece akan gözlerimden,
tüm yaşanmışlıkların,
dışa vurumuydu,
yaş değil...
el ele,
yüreğim susmuş nicedir,
kelimelerim yorgun...
yalnızlığın kokusu sinmiş üstüme,
Antolojide ilk yorumum bu ve soyad daşıma özel oldu...
Soyad daşım şiirlerinizi okuyorum kurduğunuz cümleler yazın ortasında yağan yağmurlar kadar serinletici.....
Yüreğinize sağlık....