düşlere bile geçit vermez bazen hayat,
öylesine acımasız...
ama,
pes etmek yok asla,
her yere vurduğunda bizi,
doğrulup,
kuş sesleri ile uyandım bu sabah,
içim de bir sevinç,
sormayın.
çocuklar gibiyim...
utanmasam,
havalara uçacağım...
güneş vurmuş,
İstanbul ' un üstüne.
Beşiktaş ' tayız,
sahilde bir kafede..
sanki,
biliyormuş gibisin,
kendimi güçlü sanırdım hep.
hayat köreltemez diye düşünürdüm,
ne olursa olsun,
içimdeki yaşama sevincini....
ağlamanın ardından,
gülmenin geleceğini,
günlerdir bir hastane odasındaydı
gözleri pencerede,
yavaş, yavaş aydınlandı gökyüzü
sabahın ilk ışıklarını değdi yüzüne.
gerileri gitti bir an,
ölümle yaşam arasında geçirdiği,
açmayın şemsiyelerinizi sakın,
yağmur yağdığında,
yürüyün yürüyebildiğinizce.
yüzünüze değsin damlalar,
bırakın,
alıp götürsün tüm dertlerinizi,
ben de sen olmak,
sen de ben,
kelimeler yetmez ki,
anlatmak istesem…
sevdanın adı,
sessiz çığlıklarla uyandım,yeni güne,
uzaklarda bir yerlerde,
martılar ağlıyordu...
her damlası sanki kor ateş,
yağmur olup yağdı,
yaktı kavurdu,
deniz ve ben,
.............................bulutlarla,
.............................sevgiler gönderdik,
.............................uzaklarda olana.....
gecenin sessizliğine başlamıştı hayatı, çığlık çığlık,
düştüğü yerden kalktı yavaşça kadın,
korkarak baktı,yerde kalan bedenine,
daha da acımaya başladı yaraları,
üşüdü yüreği ayazından, yalnızlığının,
Antolojide ilk yorumum bu ve soyad daşıma özel oldu...
Soyad daşım şiirlerinizi okuyorum kurduğunuz cümleler yazın ortasında yağan yağmurlar kadar serinletici.....
Yüreğinize sağlık....