Ay ballıbabagillerden birinin
teninde gölge oyunu
saksının eşiğindeyim
bıraktım kendimi de
boş yere
istediğimde
Adını hecelediğimde
fezayı kaplayan sevdayı
paylaşamadım seninle...
Son yudumuna kadar bitirmek
isterdim oysa
aslında razıydım da bu sevgiyi sadece
Yağmur yağıyor
çimlere sinen böcekler ıslanmaktan
nasıl da keyifli
bense nasıl kıza köpüre yürüyorum
yıkıyorum kaşlarımı
bulutlar başıma tükürüyor diye
Yeknesak bir gündü yine
Takvim yaprağını yırttım öylesine
Yine bir yıl dönümü düştü yüreğime
Mahmur bir düş kırıklığı tuttu elimi
Bıraktım hemen
Senin avcundaki çizgilerin aynısı...
Gök kara...
iyi saatte olsunlar kapı dibinde
bir ruh insan kılıfında fikrimde
gök kara...
pul kanatlı kelebek yok
yıldız kurduysa tepemde
Bakımı yapılmamış hurda bir trenin en hisli
kompartımanındayım
Ağır aksak ilerliyor tren
Yolcular hayal meyal...
Gecenin karanlığı bir maceraya salmak ister gibi
ruhumu
Herkeste bir sevda derdi,
''sevebilme ihtimali şiiri eskidi ''
diyor biri,
doğru.
biri de diyor ki
''özlemek için sevgiliyi, ayrılık şart''
İlikleri sevda dolmuş bu satırların
mürekkebi tükenmeye yeminli kalem bile
nasıl da sevdalı çiziyor boşlukları
hayat salıvermiş kendini
çıkarmış üzerindeki yelkıranı
rüzgarla dost olmaya çalışıyor aklınca…
Seni düşüme çağırınca
dünya dönüş hızını şaşırıyor sanki
başım dönüyor
tutunacak bir direk arıyorum kendime
ölüm bile uykudan uyanacakmış gibi oluyor
tüm duyumsananların gizi dipdiri aşka dair…
Kafamda çiziktirdiğim adamın halleri
Hansel ve Gretel masalındaki cadının
pencereleri şekerden eviydi.
Afiyetle yendi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!