Nuriye Akyol, 1970 yılında Sivas’ın Kolluca köyünde doğmuş bir şairdir. Edebiyat dünyasına katkılarıyla tanınan Akyol’un şiirlerinde genellikle doğa, yaşamın iç içe geçtiği temaları işlemiştir. Çalışmaları sıklıkla köy yaşamının ve doğanın güzelliklerini yansıtan lirik bir dille yazılmıştır. Kendisi, köklerine ve doğal çevresine duyduğu derin bağlılığı eserlerinde yansıtmıştır. Nuriye Akyol’un şiirleri, doğaseverler ve edebiyat tutkunları arasında ilgiyle okunan eserler arasındadır.
Hangi günü gördün akşam olmamış
Hangi gülü gördün, rengi solmamış
Hayat yoludur bu taşlı dikenli
Acaba var mıdır, bir yorulmamış.?
Hangi kuyu inmez dibine kadar
Karnı dolu tıka basa
Açım diyene şaşarım.
Parsa ile dolu kasa
Geçim diyene şaşarım.
Adımı sorsanız diyemem ammâ
Tarihler, destanlar yazabilirim.
Taşı taş üstüne koyamam ammâ
Küfr'ün oyununu bozabilirim.
Sorma beyim, bilmem Fen'i, kimya'yı
Aynada yüzüme gülüyordun da
Ömrüme çok zarar, verdin ey kendim.
Dost olmadığını biliyordum da
Düşman olduğunu yeni öğrendim.
Ey El-Kâhhar olan yetiş! Zûlüm vahşete döndü,
Sana inanıyor diye yüzlerce ocak söndü
Yâ Rabb'i Mescid-i Aksâ karalara büründü
Ne olur, gönder Allah'ım! Ebâbil kuşlarını
Dindir gayrı mazlumların kanlı gözyaşlarını. 🤲
Gönlümün bağında çiçekler açmış
Kokusu Medine gülüne benzer.
Bir daha anladım dostlar ilaçmış
Onun tadı anzer balına benzer.
Ateşten gömlektir dünya, giyen yanar giren yanar
Vefasızdır dar-ı dünya, seven yanar saran yanar.
Görüntüler öyle hızlı geçiyor
Biraz yavaşlayın, durun aynalar
Zaman kovalıyor, ömür kaçıyor
Yazgımızda var mı yarın aynalar.
"Kulum" demiş, dert vermişsin
Başım ve gözüm üstüne
Kapına lâyık görmüşsün
Ne koyarsan koy üstüne.
Sen bana canımdan yakın
Yıllarca emek verdi, büyüttü fidanları,
Gün geldi ayağına çelme taktı dalları,
Sona yaklaşan bir yol ve elinde bir baston;
Tek başına yürürken, çok düşündü bunları...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!