Gücünüzün yettiğine baş olur
Mazlumun başına inen taş olur
Türk'ün karşısında daim tuş olur
İmân kalesini delemezsiniz
Türk'ün vatanını bölemezsiniz.
Kalp kırma, gönül yıkma, yaradan gadaplanır
Yola döktüğün taşlar ayağına dolanır.
Büyüklenme, filleri yenmişti ebâbiller
Koparmayın ne olur kuşların kanadını
Mavi göğü siyaha boyamayın.
Bırakın kuşlar uçsun
Gökyüzü mavi kalsın
Çocuklar çocuk olsun,uçurtmalar elinde...
Her sabah güneş doğsun
Yattığın yer cennet ola! Huzur ile yat bacım
Yüreğime çöreklendi, ebedi kalkmaz acın.
Korkusuzca hakikâti düşmandan yana kustun,
Ey davamın güçlü sesi, ne oldu, niye sustun.?
Gönüller var, kaç defa vurulmuş aynı yerden
Gönüller var yorulmuş, bitâp düşmüş kederden
İncinenle, inciten yazık ki aynı türden
Karanlık sokaklarda, başıboş yürüyorum
Mahremler aşikâr, ayıp kalmadı
Kilidi kırılan gizler günahkâr.
Ruhun feryadını duyan olmadı
Yılana sarılan özler günahkâr
Bir bugüne baktım, bir de geçmişe,
Anı yaşar, öteyi düşünmezdik.
Allah'ın emrini yapar peşpeşe;
Zekat verir, oruçları yemezdik.
Erkekler erkenden işine gider,
Küçük bir el çıkıyor taşların arasından
Haykırıyor dünyaya yumruğunu sıkarak
O Ses ki kafirleri ediyor uykusundan
"Bu dava ölümsüzdür, ey kafir buraya bak.!"
Ölüm senin kaderin, bana şehâdet ölüm
Burası hayat okulu
Burda hayat, dolu dolu
Taze fidanlar yetişir
Üzeri toprak kokulu.
Uyku çöktüğünde göze
Ne zaman büyüdüm, anlayamadım,
Çocukluğum elimden uçtu birden.
Zamana gem vurup bağlayamadım
Bir kaç günlük huzur çaldım ömürden.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!