Dağlarında kekik topladığım
Ovalarında keklik avladığım
Bulutlarına sevdamı yazdığım,
Ah Ohri! ! ! Canım Ohri! ! !
Yaslamış yamaçlarına başını
İçim gibi hüznü yaşıyordur şimdi.
Umut bir kalıp buz olmuş çöllerde.
Sevgi bir tutam, kor olmuş gönüllerde,
Hasret bir dağ, olmuş sevenlerde.
Gökçe çiçek, bir tutku olmuş dillerde
Özlem bir yudum, su olmuş denizlerde.
Bak yine geçiyorum,
Senin özlemle baktığın yollardan,
Tozu dumana katarak,
Sen yine orda,
Her zaman seni görmeye alıştığım,
O kum tepeciğinin üstünde.
Dokunmayın bana içeceğim bu gece,
Vefasız sevgiliyi karanlıklara
Gömeceğim bu gece,
Onunla geçen günlerin acısını
Ağaran saçlarımdan sileceğim bu gece
Varlığı ile daralan ruhumu,
Caminin avlusunda oynar,
Çatıdaki güvercinleri seyrederdi.
Çocuk güvercinleri severdi,
Güvercinler gökyüzünü.
Annesi avazı çıktığı kadar bağırır,
Onu çağırırdı.
Hangi diyardan kapılıp geldin, bu köye?
Hangi düşte serildin alev gibi gözlerinle?
Bu aşk dolu Çigan gecesinde,
Ateşe düşen gülün şarkısını söyle!
Ayak yalın, şarap dolu masalarda,
Gırtlağını yırtsın çığlıkların söyle!
Eskiden sana geçmişi anlatırken çocuk,
Dişlerinin gıcırtısını duyardım,
Dedenin paçasına sarılıp,
Geçmişe uzanan elleri kemirirdin.
Şimdi sana ne oldu çocuk?
Sana geçmiş sorulduğunda
Gün yine sensiz başladı enginde,
Uzaktan bir gitar sesi geliyor,
Beni benden çalarak yine
Acı acı inliyor, vurdukça tellerine,
Bir yolcu duruyor yol ayrımında,
Gözleri yaşlı, gözleri açılmış iri iri.
Ben giderken arkamdan bakma olmaz mı?
Dönüp de boynuna sarılırsam sarma olmaz mı?
Yoksa gidemem.
Gitmek için ilk adımımı attığım zaman
Gözlerinden iki damla yaş süzülürse ağlama
Belki onları silmeye,
Açtı kıraç toprak, çatlak çatlak,
Her çatlağında, alev alev ateş.
Değdikçe toprağa yalın ayak,
Sanki saç üstünde cayır cayır sıcak,
Deli Memo açtı bağrını yumrukladı durdu.
İste canım verem, anamsan, canımsan.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!