Zararı yok aldat beni.
Değmesin tek aşkıma,
İhanetin eli.
Bir çocuğun bakışları kadar mahzun,
Kalbi kadar temiz, kristaller kadar saf,
Düşünceler gibi öz ve özgür
Nasılda beni aldattın
Geleceğim dedin,
Kapılarda bekledim.
Yazacağım dedin,
Satırlarda bekledim.
Bir tatlı gülüşüne
Bir o şaşı köpek doğum kusurlu,
Bir ben umutsuz aşık,
O her gece sokak lambasının altında,
Bense Ecir sokağının kuytusunda,
İkimizin de umudu var,
O lambalarda seçebildiği renkleri aramakta,
Kölen olmaya hazırdım,
Kapında inledim seni uyutmadım,
Bir kez olsun kapını açmadın.
Dolaştım durdum. kapı pencere,
Baca, dam, balkon görürüsün diye,
Şimdi ne buradayız.
Ne saçak altında titreyen biziz,
Ne ağlayan gök yüzünü görmekteyiz.
Yemyeşil çimenlere uzanmışız,
Bulutlar nasılda oynaşıyor,
Seyre dalmışız.
Büyü bebeğim ak sütle büyü,
Yüreğinde gizlenen,
Kara yılan kederle büyü,
Nurhan Göktürk
(22 Şubat 2006/Antalya)
Boş ver çocuğum bunları,
Herşeyi anlamaya kalkma.
Yarın çok şey anlamak zorunda kalacaksın.
'Ayşe neden ikide birde,
Evcilik oynar mısın? '
Doğru senin daha önemli işlerin var.! !
Ufkun kızıllığı ruhlara işlerken,
Tel tel döküldü ortaya zülfün.
Beyazlar içinde, elden ele geçirdiler seni.
Dilden dile dolaştırdılar ismini.
Genç kızlar bağladılar,
Bin bir nağme ile her telini.
Gözler görmek istediği,
Bütün güzelliklere isyankar,
Duymak istediği,
Bütün sözlere sağır.
Tatmak istediği,
Güzelim duygulara duyarsız.
Her gün akşam olunca,
Bir hüzün çöker yollara,
Kaldırımda çırpınan,
Daldan dala konan
Bir yalnızlık, bir de ben.
Milyonlarca yıldızdan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!