Aşka şeytanların el attığı
Ruhlarını üfürüklerle dolduranların
Tanrıyı unutup da
Tanrı benim diyenlerin
Meleksiz zamanında
Elmalı cennetten
Ne zaman birine, işte bu iyi insan desem
Yanıltır beni kalp kötülüğü ile
Ne zaman bir hayvanı sevmeye kalksam
Sevgimi ısırır salyalı dişleri ile
Kuduz olup, dolaşır peşimde
Ve ne zaman kendimi dinlesem
Her ay batımında
Saçlarıma yıldızlar
Dudaklarıma ıssız kelimeler düşecek
Sensizlik yüreğimi
Ben ayrılığı çarpacağım
İçimde bir çocuk sesi yaşlanacak
Asma suratını gül, dudakların solmasın
Yüzünde ay gizlenmiş, gözlerin yaş dolmasın
Ruhunu ısıt sevdam, can ayazda kalmasın
Karanlığa dikkat et, düşlerini çalmasın
Beni affet, kendini de bağışla
Gel örtelim günah penceremizi
Rüzgarı umursama
Sevmek sevapsa, sevap affetmektir
Daha fazla bekletme, gel
Daya omzunu omzuma
Tanrı görüyordu her şeyi
Usanmışlığın hücresinde esirdi suç
Göğe tecavüz ediyordu yıldırımlar
Toprak, köstebeği okşuyordu
Köstebek, yılanı
İpe asılı kova suyunu çekiyordu kuyunun
Gel sen bana seni seviyorum deme
Bırak iki kelime temiz kalsın dilinde
Yıktığın hayalleri tamir ederim deme
Hayaller de ölür
Sus hiç bir şey söyleme
Aynı çerçevede asılıydı resmimiz
Kimliksiz sevdadan aklandım gidiyorum
Sil dudaklarından bana ait ismi
Bundan böyle yeni adım hüzün
Hadi gülsün yüzün
Düşlerimin üzerini de örttüm gidiyorum
Işığından vurulmuş bir yıldız kadar yaralıyım
Kaç defa dedim oysa
Solmadan kalsa çiçekler
Yeryüzü çocuk gülüşüyle dolsa hep
Umut açsa yüreklerde renk renk
Güneş yer verse, anaç toprağa
Mavi, siyah gökyüzünde
Neredeysen gel hadi, al getir yüreğini
Ah etsem de aldırma, çekerim külfetini
Dilimde ismin ezber, kalpte isyan sönmüyor
Zehir etme hayatı, gözyaşlarım dinmiyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!