Rakı sofrasında meze olmak
bir şişe içinde yüzmeye çalışan balığa benzer
içte dert hanene kusarsın
dışta kokar kere nanelenir dil
ne göze söz batar
ne söze çöp
Yüreğim alev alev, yangınlardayım şimdi
Hangi göl, hangi deniz, hasretini söndürür
Hiç mi acımıyorsun zalim dardayım şimdi
Sen olmazsan hangi aşk çığlığımı dindirir
Tüm kandiller devrildi, gökyüzüm kararıyor
Sana koşuyorum
Tek sana
Döş haritası çiğnendi bölük pörçük
Can kilometresine asılı bakışlarla
Sana geliyorum
Tek sana
Kalbimi, göz sularım basar
Ruhum olur sırılsıklam
İnler, köpeklerle uluyan bağrım
Sessiz devrilir haykırışlar
An gelir serpiştirir salyalarını mel’unlar
Tetikler tırmalayınca ruhları
Sormayın bana
Hiç bir şey sormayın
Kimsin, nerde doğdun
Yaş kaç, diye sormayın
Ben
Ben ölümün en ıslak nefesiyim
Akşamların rengini asıp da yıldızlara
Şarkılar söyleyeceğim saçlarını okşayıp
Kalbine bakışlarımı iletip, çalacağım sevgiyi
TÂ BEKEY
ta’cif ne vakte kadardır bu alem de
unutma hâb-i câvid
Pasa duracak kuş kanatları
Sonsuza yol alan sac üzerinde ışık görününce
Yıldızları düşürecek ipinden
Uyan anne şiirlerim ağlıyor
Kalpte mecal tükendi
Elden kalem düşüyor
İlkbahar gecikti yine
Kışlarım hiç bitmiyor
Ah sonbahar gelse keşke
Ne güzel olurdu
Yağmur altında yıkanmak
Ve
Yaprakları sırma söğüdün
Gölgesinde uyumak
Özgür naralar şahlandıkça
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!