Tarihçi falan değilim ama, eğilimim var tarihe…
Yine de şık bulmuyorum, kardeş katlini Fatih’e…
Uykusuz geçen her gece,
Soru içinde soru;
Çözemedim, bu nasıl bilmece...
Aşk desen acılı yemek,
Yesen tadı tuzu yok;
Anne, anne ben geldim, bak buradayım,
Ölüm için, senden önce ben sıradayım...
Onun anısı hep tazedir,
Dip diri, deli dolu.
Evet, ölmüş olabilir;
Ya hanımı, ya oğlu...
Herkes ölür gider,
Bilmezler mi sevginin başı sonu O;
Her derde derman olacak aşı O.
Mecnun’u gezdiriyorsa çöllerde;
Kendinden başka sevgilere karşı O...
Aradım diyar diyar;
Sordum eş, dost, akraba.
O sevimli ihtiyar,
Hala hayatta mı acaba...
Yağmur yağar gökten,
Sicim sicim...
Islanan bedenim değil;
Benim içim...
Bu sana son mektup,
Seni çok seviyorum.
Kelimeleri bozdurup bozdurup,
Sana yolluyorum.
İyiyim, canım da sağ;
Dalgalar salladıkça gemiyi, yaklaşmak ister sahile;
Ne de olsa korkuyor insan, yaklaştıkça son menzile...
Biz onun sadece şiirlerini değil, kendisini de çok seviyoruz...