Pembelim;
Bak yaşlandım artık,
Doğrulmuyor işte belim.
Seni elimden alırlarken,
Baktım ardından.
Gördün ya ben;
Çiçekleri koparanlar var,
Canlıları acımasızca öldürenler.
Dünya denen perde gibi;
Bir yanda ağlatanlar var,
Bir yanda güldürenler...
Ey İbrahim; neydi seni serinleten,
O petek ateşi...
Bugün bizi cayır cayır yakmakta,
Şu tezek ateşi...
Firavun düzeni, işte piramitlerini de kurdu;
“Dinden uzaklaştıracağım” dedi, bu yurdu…
Kalemin demir kuvvetinde...yüreğin savaş alanı...
Eğer şairlik bu ise, bana ver senden geri kalanı...
Saray gibi bir yer,
Sanki adam Karun.
Tavanlar kartonpiyer,
Dolaplar ise maun.
Hemen ilk bakışta,
Saçları lüle,
Gözleri mika.
Sana bir şey söyleyeceğim,
Dur bir dakika.
Çok güzelsin,
Haydi, karanlığa saklanma;
Bir kere yüzünü göster.
Beni böyle aratma,
Yorgunluğum bana yeter.
Şurada mısın, burada mı?
Kalbime özlemi bağlayıp;
Uçurtma gibi uçuruyorum.
Ara sıra çocukları toplayıp,
Rüyalarını yorumluyorum.
Kiminin beyaz atlı prensi,
Allah’ın nimeti bitmez, sen sabırlı ol!
Harama baş vurma, faydalan bol bol...
Biz onun sadece şiirlerini değil, kendisini de çok seviyoruz...