Bu koca şehrin kalabalık caddelerinin
Her köşe başı halen sen kokarken,
Kim bilir nerelerdesin?
Fark ettirmeden birbirimize
Yaralandık mı,
Yarımlandık mı,
Kendimi dolandım dün gece.
Çıktım kendi yokuşumu.
Yüreğimde gördüm çipil çipil bakan bir çift çocuk gözü.
Seni sordu bana,
Öylece sustum!
Benim ve Tanrı'nın yerini daralttın, ona kıldın tüm köşkü.
ASR-I KELAM
Kalabalıklara yakışmayan yalnızlığımla geceye dem vuruyorum.
EYLÜLDE SÜPHAN
EYLÜLDE SÜPHAN
Bahar kapıya dayandı ha geldi ha gelecek.
Kış boyunca nadasta bekleyen yürekler için güzel bir sebep..
Soma'da, ocakta, karada, karanlıkta, yangında,
Dumanda, gazda ve gecede kalan çocuk!
Senin ellerin ve yüzün kara,
Yağmur değse yıkanır, rüzgar değse paklanır.
O adamların yüreği temizlenemez hiç bir ırmakta.
Sen Soma'lı çocuk dön!
Bütün ülke sisli bir sonbahar sabahında duyulan acı haberle irkildi.Sonbahar zaten hep hüzünle gelirdi ve bu haberde tuz-biber ekti.Bu sabahı Merivan bebeğin gazetelerdeki boy boy haberleriyle karşıladık.İsyan ettim düzeni bozuk dünyaya,çarkı kırık feleğe...Cennet ülkeyi cehenneme çevirenlere,zengini daha da zenginleştiren,yoksulu diri diri gömenlere,yanlışlarla yaşayan devlet büyüklerine,hammalığa,kendi ağırlığının iki katını taşımaya razı olan babaya,iş vermeyenlere,çaresiz anneye yol göstermeyenlere,duyarsız,acımasız,duygusuz insanlara...
Merivan bebeğin dünyaya gelişinin bir sebebi vardı.Kendisi istememişti,ama olmuştu işte.O daha minnacıktı,iki yaşındaydı ve büyüyüp okula gidecekti.Diğer çocuklardan para ve şans dışında hiçbir eksiği yoktu.Açlık belası olmasaydı,dilediği her şeyi yapacaktı.Ama hepsi yarım kaldı.
Aslında buna benzer olaylara alışmıştık.Zincire vurulan çocuklara,okuldan alınıp zorla çalıştırılan çocuklara,çöpte yiyecek toplayıp ailesine bakanlara... Fakat bu haber hepsini geçti.Ne demeK: Atatürk'ün Türkiye’sinde,bütün dünyanın gıpta ile takip ettiği ülkede iki yaşında bir bebek açlıktan ölüyor.Bunu duymak şöyle dursun; düşüncesi bile damarlarımızdan kanlarımızın çekilmesine yetiyordu.
Bu haberin üstüne ne yazılırsa yazılsın az gelirdi.Bu bir vahşetti,bir ayıptı.Sadece bir kişinin değil tüm ülkenin ayıbıydı.Herkes komşusu açken tok yattı.El birliği,gönül birliği olsaydı,bu ülkede dengeler kurulsaydı Merivan bebekler yaşıyor olacaktı.Oldu bir kere,olmasını istemediğimiz her şey gibi...
Daha çocuk yaşta onbeşimde,
Çocukluktan sıyrılmadan,
Gençlik nedir anlamadan,
Aşk heyecanını tatmadan,
Yapıştı hoyrat bir el canıma.
Hayatımın baharında budadı dallarımı,
Bu gün dursun zaman hiç ilerlemesin,
Ayrılsın akreple yelkovan,
Bir araya gelmesin.
Bozulsun dünyanın dişlileri,hareket etmesin.
Bilsin,herkes bilsin
Bu gün sultanım geldi.
Hayatın insanlara biçtiği roller vardır,
Mecburi oynayacaksın.
Ne kuralları seçebilirsin,
Ne de oyundan çıkabilirsin,
Çıksan sobelenirsin.
İnsanların insanlara biçtiği rollere göre oynarsın ve yanarsın.
Değerli arkadaşlarım..,Hepinize güzel akşamlar olsun..
Sağlık sorunlarım nedeni ile bir süreliğine aranızda olamayacağım.
Beni bağışlayın.
herkese selam sevgi,saygılarımı gönderiyorum.hepinizi çok seviyorum.
Tekrar görüşmek dileğimle hoşçakalın.
Dünyada bir tane Hayat Hanım olsaydı kahrı çekilirdi Nimet Hanım ,o kadar çekilmez hayat hanımlar var ki!
"Nedir şu hayattaki en büyük kazanım?" sorusunun benim için cevabı hep aynı olmuştur. Dost. Evet hayata olabilecek en büyük kazanım dosttur efendim. Canının yanına candaş olacak bir dost, ki böylesinin değeri bin ömre bedeldir. O dost ki haldaşındır, sırdaşındır, ruhunun ve dimağının doygunluğudur, ...