Babam da köyde bir yavru körpeydi
Oğluna mirası kıraç tepeydi
terk etti köyünü geri dönmedi
Topraktan damları özledim köyüm
Neylersin karyüreklim
Birtürlü gülmedi kader
Umudu sönmüş bir avuç toprak
Ne içinde bir karınca
Ne üstünde bir kuru yaprak.
Artık elveda diyebiliriz
Çünkü çok zaman geçti
O yılların üstünden
Artık kabuk sardı yarayı.,
Hala sıcaklığı varken
Avuçlarımda ellerinin
Hani vardı ya gözü kara bir dostum.
O gerçekten gözü karaymış dostum
Evirdi çevirdi beni şevkinden coştum
Heba etti ömrümü dertten derde düştüm
Yağmurlu bir günde sığındım ona
Elden ne gelir dostum,
Acı sözler duyup,yutkunmaktan başka
Hesap ekmekle yapılınca
kırılır kanadı kolu
Gökte uçan kuşun bile
Bir yanında karıncanın gayreti,
Gömleğini kiraz ağacına asmış,
Uçurtmalarına bakıyordu.
Gençliğini arıyordu ve bilyelerini.
O deniz gözlü bir küheylandı.
Rızadan sonra keyfi kaçmıştı
ÇOCUKLUĞUM
Kaldı çocukluğum dağ başlarında
Meleşen kuzuların ardına takılıp
İncecik su kenarlarında
Sarı bir çiçeğe bakılı kaldı çocukluğum
Bir düş kadar misafir kaldım
Şiir bazen bir nefes gibidir
Bazen bir bakış alır götürür.
Bazen hayat bahşeden bir gülüştür şiir
Ve bazen kanayan bir yara
kanar durur yürekte..
Satır,satır ağlatır
Hiç dayanamam veda sözüne
Daha düşünürken içim burkulur
Dolar gözlerim
Dağların tepelerine bakarım
Düğüm,düğüm olur kelimeler
Takılır boğazıma
Ben buradan kopamam gülüm
Burda kök saldım toprağa
Burda yaşadım gençliğimi
Hayallerim burda başladı
Bakmayın siz profilindeki o mütevazi ve sade tanımlamaya...
O Devlet Memuru bir babanın yaşayan ikinci fakat, doğan bilmem kaçıncı çocuğuydu...Hayata 3-0 yenik başlamıştı...Daha çocukluğunda herkes anasının sütünü emip sağlıklı bir büyüme dönemi geçirirken, şairimiz ondan bile nasibini alamamış ...