kaldı çocukluğum dağbaşlarında
Meleşen kuzuların ardına takılıp
İncecik su kenarlarında
sarı bir çiçeğe bakılı kaldı çocukluğum
Bir düş kadar misafir kaldım
Haydi hamal
sana iş çıktı, yüklen şunları.
Ben bozuk egzoz gibi
Patlayıp duruyorum.
Hava sıcak rutubet yok
Bende de ciğer gırtlak yok.
Gözlerinden iki dağ gibi
İkidamla yaş indi
Kar gibi ak elleri
Parmakları kınalıydı
Bindirdiler trene
Bütün köy ağladı ardından
Ömrün mevsimi değişti gitti
Ne bahara,ne güze benzemiyor
Gözlerimin seli dinmedi gitti
Ne borana,yağmura benzemiyor
Geçti ömrüm,gitti ahu'zar ile
Yanar yürek,kanar bu yara ile
Ömrün mevsimi değişti,
Yaprak döküyor dallarım.
Yar değişti, sevda değişti
Kabuk tutmaz yaralarım
Hicranını şarkılar dile getirir
Yası sonsuz yüreğimin
Masmavi bir akşamın
Umutları'da batıyor
son ışıklarıyla batan güneşin
dalgalarla kucaklaşan sahilde
Yaşamak ikimizinde gayesi,
ortak sevinciydi,ama
Sen gençliğimdin,
Militanist devrimciliğimin tek aşkı
Seni sevmekti benim için
Devrimin ilkelerini sevmek
Ezilenin zaferi,
Bir kedi, ıslanmış yine yağmurdan
Derdi kendine yeter bir zavallı.
Bana benzemiş farkına varmadan.
Kader bağlanmış yollar kaybolalı.
Bir ben,birde o, karanlık sokakta
Beni sevdiğini söyle diyorsun
Yar sevasem ne olur,sevmesem ne olur
Kara talihimiz gülsün diyorsun
Yar gülse ne olur,gülmese ne olur
Biz çınar oldukta dalımızmı var
KÖYÜM. 1.
Dağlar arasında yeşil bir yayla
Ölürsem götürün beni oraya
Duru pınarlara,boylu selviya
Sabah güneşine hasretim köyüm
Dağlar arasında
Bakmayın siz profilindeki o mütevazi ve sade tanımlamaya...
O Devlet Memuru bir babanın yaşayan ikinci fakat, doğan bilmem kaçıncı çocuğuydu...Hayata 3-0 yenik başlamıştı...Daha çocukluğunda herkes anasının sütünü emip sağlıklı bir büyüme dönemi geçirirken, şairimiz ondan bile nasibini alamamış ...