Oğuz Türk'lerinin özü, sözüyle
Taşarsa, Altay'dan gelir yörüğüm
Zulüm meydanını, efe gözüyle
Deşerse,namerdi deler yörüğüm
...Malazgirt kökünü bilir yörüğüm
Vuslat sağanağı seller içinde
Havada kalmış bir cümle gibiyim
Mânâyı ararken, sırlar içinde
Ummana dalmış bir cümle gibiyim
Ki, mânâya mâni olmasın sözler
Uzaklaşan günlere bakan yalnızlıklarda
Şi'rin şafağı atar ilhamı hoş geceye
Öyle ki; buhur buhur akan yalnızlıklarda
Salar rayihasını aruz,serbest, heceye
Sözü tutar tanyeri, şükürler olsun Rabbe
Yazdığımın hiç biri şiir değil â dostlar
Nehirlerle ırmaklar hep tersine akıyor
Yatağın eğiminde tünekler ise postlar
Nispeti bozulan şi'r yüzüme dik bakıyor
Ya ebedi izâhım ,ya öz dilime küstü
Aral benim gölüm,Hazar da benim
Azizim..Asya'yı anlatacağım
Kırbaçlar şaklarken bu zâr da benim
Toynaklarda Alp'i, şanlatacağım
İsmini Türkçe'den alan Alp dağı
Geldim azizim...her tan ağırtısı
Söylediğimi çok görme diyorum
Vesselâm dediğim,söz bağırtısı
Dilimin yayını, germe diyorum
Ben,karlı zirveye bakıp yaşadım
Azizim,asabım tepesi atınca
Sinir katsayısı vurdukça vuruyor
Aklımın tepkime süresi bitince
Metanetim,sabrım,çileye duruyor
Ne menem şeyse şu sabrın ızdırabı
Bir zaman efsane yeldim cihanda
Hiç,sorma kuruttu buralar beni
Gökleri yıktığım dev gibi hânda
Akıldan cüceler yaralar beni
Obanın ocağın dili bükülmüş
Bürürken dağların üstünü duman
Mızrak şakırdısı seslerindeyim
O vâkit,kolları fetihli çağın
Pusatı kavrayan kaslarındayım
Devlet-i ebedî müddet, bu Millet
Bölünmüşse illâ tamlatacağım
Bak azizim...içre girdi bir zillet
Kim,kimmiş hepsini mimleteceğim
Bugün,Atatürk'ü hiçe sayanı
HOCAM SİTEMİZ KAYIP OLDU...