Ulu denizleri severim
bir cellat gibi
kâh azgın büyüklüğü boğsun
kâh bulanık sularda saysın beni
isterse
acılar damla damla yağsın beni
Şehirdeki bunca ses, nedir bunca muamma ?
Nice ağlamaların hıçkırıkları geçer
Hattâ günler de geçer, zaman da geçer,amma
Yüreğin fay hatları zor kırıkları seçer
Zamanla mutlak geçer dedikleri her masal
Bestelerin gözüne aç notalar takılır
Tesadüf bu ya,bir gün güfteden hicran akar
Ya öbür gün,tellere belki infaz dökülür
Belki nevâ perdesi boynunu gama büker
Belki,karanlık birgün "Nevâ Peşrevi"ni görür
Er'ler,göçenler, bakar uhrevî barınaktan
Kanları mı damlıyor mukaddes korunaktan
Ey vatan şehidi, ey al bayrağın aşığı
Size,ilâhi rahmet dileriz yüce Hâkk'tan...
Değerleri özenle sakladığın heybende
Yunus'un bahçesinden çiçekler düzmelisin
Şu Vatan harmanını pakladığın heybende
Ahlâkı gasp edeni,fikrinle süzmelisin
O fikir ki,bilirse ,hele vahim dilleri
Cevr ü cefâsın ammâ cân içre can ol gönül
Belâ budur ki,âfet bunca zaman yol bana
Böyle hayret-i gamla,yolları gazel olmuş
Hânda,ışk güneşinden bir şûh safa bul bana
Semâ dolaşırken garip başımda
Bir benden habersiz gezer geceler
Akşam kapanınca,gözüm, kaşımda
Nice ağuları süzer geceler
Bırak beni efkâr,bırakın beni
Cana kafes olan, teni yoklarken
Ne yaralar, yana yana geçmiştir
Gör ki; yaraları sarıp saklarken
Mihraptan dualar tâna geçmiştir
Yârdan,serden geçen soylu şahane
Yüzyılın değdiği ,aşkın eliyle
Sımsıcak sevdayla akmaya geldim
Rumeli'den Deli Orman yeliyle
Tuna boylarından kokmaya geldim
Vakit o çağın bin atlı hâliyle
Bir mızrak gibi kalbi delen aşkın masalı
Belâ-keş Kays'ın Mecnun olmasına dayalı
İster ise çölleri baştan başa kaplar
İsterse aşk okunu, sevda dağına saplar
HOCAM SİTEMİZ KAYIP OLDU...