Gelin ey dertliler, aşk ile gelin
Muhabbet bağını epeyi yordum
Sabırla beslenmiş tohumu bilen
Gönül yolundaki habbeyi buldum
Aşkın hutbesinden vaaz duyunca
Ey dil-û can ! Sen sustukça
Hürmet yüzen bin deryâsın
Hürmet etmek sevap sende
Sen ârifsin,sen hayâsın !
Hâlin anlat, nedir derdin
Sen !
canımı tutuşturduğunun farkında mısın
ben yanarken
Erdemimi yoğur âdem olayım
Eteğimden tut çağla ey Yûnus
Hâkk'a özümü sür, şâdân olayım
Can ciğerim büryân, ağla ey Yûnus
Ağla ki,sağanak sağanak dökül
Şu dönen gökkubbe suyla çağlarken
Çağıl çağıl akan izin Su olsun
Taşlardan öylesi, su fışkırırken
Sen,ağla ağla...Kalp gözün Hû olsun
Nurlu kevserlerin selleri aşsın
Herzenin peşinden itçe koşup da
Kâfire bakanın yüzü haindir
Eşkiyayla birlik lafa düşüp de
Erdemi çökenin sözü haindir
Ona,şuna, buna değen kollarla
Kalp ülkesine yolum düştü
Gezip,ne de çok yerler gördüm
Cihân seyrine solum düştü
Gönlüm sesini gürler gördüm
Sağa âşk ,sola meşk yatınca
İniş ile çıkış arası kalan
Her kelâm ucundan indirin beni
Araya sıkışmış şaşkın zamanı
Devirin...umuda kondurun beni
Düz ayak, yaşamak gibi diyorum
Maşuk'un nakşını sarmışsan eğer
Yusuf misali,tak bendi, gözüne
Âşkın cefâsına girmişsen eğer
Erersin mânânın derin özüne
Özüne,öyle ki; "O" bir dem gelir
'Ruhun asaletinden bahsetmek gerekirse
Şiir asaletine uygun düşebilir mi? '
Asalet bir insanın mihenk taşına denkse
Ölçülen değerleri hâli aşabilir mi?
Böylesine başladım fasl-ı muhabbetime
HOCAM SİTEMİZ KAYIP OLDU...