******ESSELAMÜN ALEYKÜM BEŞER ALEMİ****** ---Bu gün Kahvemi yudumlarken, Antoloji sitelerini gözer eyledim. Vallahi kin-kibir-ego dört nal gidiyor. Her beşer kendinden razı.ve burnundan kıl aldırmıyor. Ya-hu bu nasıl insanlıktır? Bu nasıl yaşam şeklidir? Bu kadar insanlar birbirlerini çekiştirir mi ya hu??? ---Kendilerini methederken, bir başkasını rencide ettiklerinin farkında bile değiller. Birileri kendi güzelliğinden ve aynalarla çok barışık oldu- ğunu anlatırken, diğer Kadınları küçümsediğini ve çirkinlikle itham ettiğinin farkında değiller. ---Bir başkası marifetmiş gibi, okuduğu Kitapların sayısını gerneşe gerneşe anlatırken, gene bir başkalarını cehaletlikle itham ettiklerinin farkında değiller. ---Bir Zat-i muhterem kendi Din ve Mezhebini ballı-ballı anlatırken aynı zamanda başka Din ve Mezheplere giydiriyor. Başkalarını Dinsiz ve imansızlıkla itham ederken, kendisinin Dini ve mezhebinden uzaklaş- tığının farkında değil. ---Bir başkası mütemadiyen, Milattan önce yaşamış Filozofların küflü paslı deyim ve sözlerini güncelliyor. Çünkü kendisi üretemiyor. Bir türlü Statüko esaretinden kurtulamıyor. ---Kimisi kendi Ulusunda yetişmiş bunca değerli Şair ve Yazarların adlarını asla zikretmiyor, tam tersi yabancı zırtapozların eser ve isimlerini güncellemeden dolayı kedisiyle gurur duyuyor. ---Kimi zavallılar da, Yüce Atamız Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Devrim ve ilkele- rini bahsetmekten korkuyorlar. Bu ne yaman bir çelişkidir...VESSELAM. ---BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN---
**Ulusal bir Milletin çağdaş uygarlık içerisinde yaşayabilmesi için bilimsel eğitim ve ana yasal hakların korunmasıyla mümkündür... **Muasır, çağdaş medeniyete kavuşamayan bir Millet, yabancı kültürün ayakları altında cebelleşmesine mahkumdurlar... ------OZAN ÇAKIROĞLU-------
*****BEŞER KARDEŞİM***** Kişinin, diğer kişilerin yaşadığı duygu, düşünce ve davranışlarına karşı doğrudan kayıtsız kalıyorsa şayet. o, şahıs empati yeteneğinden yoksun demektir.... ------OZAN ÇAKIROĞLU------
Rantiyeci oldu, eski yazarlar Hani nerde kaldı, aydın gezenler Ehtibar görüyor, Halkı üzenler Nursuzu-hırsızı, dört nal gidiyor... -----OZAN ÇAKIROĞLU-----
-----Sarışın güzel ve havalı Fors Leydi, her seçimde olduğu gibi yine İstanbul sokaklarını arşınlamaya başladı. Kin-kibir Havasından geçilmiyor. Sanırsın Muharebe Meydanlarında muzaffer olmuş bir komutan. Hal bu ki, bütün meziyeti kin-kibir egodan ibaret.... -----Ya hu 1994 de 5 Nisan kararlarıyla Yüce Türk Ulusunun Turasını Ağyar Doları karşısında % 70 devalüe eden sen değil miydin?? Denetimsiz serbest piyasa Eko- nomisini meşrulayan sen değil miydin.?? Misak-ı Milli sınırlarımızı açık pazar haline getiren sen değil miydin?? Bunca faili meçhul olaylar senin döneminde vuku bulma- dı mı?? Ne yazmakla biter--ne de saymakla biter?? VESSELAM.
---------ADEM OĞLU İNSAN-------- --------Hz. Adem'den olma, Havva'dan doğma İnsan. Arapça'dan türemiş ve Alem-i Devran da kabul görmüş kutlu bir isim. Toplum halin de ve bir kültür çevresinde yaşayan varlık. Düşünme ve konuşma yeteneği olan ve Evreni bir bütün olarak kavrayabilen, bulguları ve keşifleri sonucun da yaşam biçimlerini değiştirebilen Kutlu bir canlı. --------Dünya da hiç bir mahlukat, İnsan'dan daha karmaşık ve daha kafa karış- tıran ve daha geç evrimleşen canlı yoktur. Toplum bireyler bütünlüğüdür. Bireyler Toplum bütününü oluştururken Din-Mezhep, Dil ve Irk düzeyin de önce Aile ve çevresinde ki edinmiş oldukları örfü kültürlerini ve Ulusal düzeyde almış olduk- ları bilimsel eğitim ve öğrenim birikimini Ulusal Devlet hiyyerarşi sistemiyle harmanlayarak sübuta erdirir. --------Bireyler ve yöreler arasın da hem nicelik ve hem de nitelik bakımından Biyolojik ve kalıtımsal etkenlerden dolayı bir çok sosyo ekonomik ve kültürel ayrışımlar baş göstermektedir. Uluslar arası tezatlar özellikle Mensubu olduk- ları DİN ve daha sonra siyasal ve eknomik alan da baş göstermektedir. --------Devran-i Cihan'da Savaşlar genellikle Din-i, Mülk-i, Siyasi ve Ekonomik amaçlara ulaşmak için yapılmaktadır. Hz. Adem'den bu yana gelişen, değişen Tabiat, mahlukat ve Alemi İnsan bütünlüğünde ki Devinime Materyalist Felsefe- ciler Evrim diyor, Metafizik Fesefeciler ise Fıtrat-ı Kader diyorlar...VESSELAM. Bende derim ki Gezegenlerin tamamı keşif edilmeden somut gerçekleri elde etmemiz olası değildir...OZAN ÇAKIROĞLU.
----Her seçimde olduğu gibi, Cumhuriyet kazanımları biraz daha aşınmaktadır. Okulda, Camide, Sokakta, Çarşı Pazarda her zaman ve her yerde Mustafa Kemal Atatürk'e dil uzatmak bir modaya dönüştü. ----Memlekette Sosyal Demokrat geçinen Aydınlar, Mürşid-i Arifler uyur gezer oldular. Yurdumuza Afgan-i, Süryan-i yerleşti ses yok. Seçmen sayıldı ses yok. Kızılay-Dolunay Depremde-Tufanda Çadır vs. sattılar ses yok. Tarikatlar Mehdi- cilik oynuyorlar yine ses yok. Şıhlar-Müritler Sübyan kızları kuma alırlar, bu lafta Sosyal Demokratlar da yine ses yok...Sessizlik politikasına devam...VESSELAM.
*******MUHTEREM METAFİZİKÇİ KARDEŞİM****** . -----Metafizik Felsefeyle--Materyalist Felsefenin Anayasal konularda ve Toplumsal Kominal ve bireysel yaşam ortamların da oldukça fazla ortak bileşimler ve kavram- sal eylemler mevcuttur. ------Hak, Hukuk ve Adalet mizanın da Din, Mezhep ve Irk ayrımı yapılmadan eşit haklara sahip olunması ve Kamusal alanlar da kişilerin aynı haklara sahip olmaları. Vatandaşlık haklarının, kişilerin Dinine, rengine ve ırkına bakılmaksızın ve kayıtsız şartsız aynı Kanun hükmünde korunması. Ulusal Devlet Hiyerarşik sistemin bütün Memleket sathın da eşit bir şekilde bilumum hakların korunup-kollanmasında.Siyasi Ekonomik, Sosyal ve kültürel alanlarda Toplumsal Barış ve Huzurun tesisinde. Daha bir çok alanlar da bir bütünlük içinde her iki Felsefenin hem-hal olduğu kaçınılmaz ve inkâr edilemez bir gerçektir Onun içindir ki Dua ve Niyazın yeri ve önemi ayrıdır. Ulusal Devletler de Diplomasi faaliyetlerinin yeri ayrıdır. -----Devran-i Alemin Tarihsel Devinimine bir göz atarsanız, bütün bilinmeyen meçhul denklemleri her iki Felsefenin ortak kudretiyle çözersiniz. Devranın Tarihsel sürecine Metafizikçiler Fıtrat-ı Kader derler... Materyalist Felsefeciler ve Sosyalist Realistler EVRİM Derler. Bütün ayrıntı bir taraf Uhrevi düşünce eylemini, Diğer taraf ise Bilimsel düşünce eylemini destekler....VESSELAM. --------------YORGUN DEMOKRAT KALEMİNDEN---------------
******DOSTLAR-ERENLER--YOLDAŞ YARENLER****** . -----Gerçek ve doğru İslam-i bir yönetim, ilme, sevgi ve barışa önem veren özgün ve evrensel bir sistemdir. Dünya ve Ahiret ayrımı gibi Düalist bir anlayışa sahip değildir. Hiç ölmeyecek gibi Dünya için, yarın ölecek gibi Ahiret için çalışmayı esas alır... -----İslam-i yönetim şekli Halkın temel hak ve hürriyetlerini eşit bir şekilde korur ve kollar. Her ne sebeple olursa olsun kaos-kargaşa ve her türlü baskıya zülme asla rıza göstermez. Fırsat ve Kanun karşısında ki eşitlik prensibi olmazsa-olmaz şartıdır. Bunu Hz. Ömer'den sonra Ulusal, kamusal ve toplumsal alanlarda kayıt- sız-şartsız uygulayan tek Lider ve Devlet Adamı Mustafa Kemal ATATÜRK''tür. 1923 ten 1955 yılına kadar Liaklik ilkesi sayesinde uygulanmıştır. Acak 1955 ten sonra Demokrat Partinin aşırı güçlenmesi, Ulusal Bağımsızlığımızı tekrar bağımlı hale getirmesi ve Hilafet severliğin yeniden hortlaması LAİKLİK İlkesine hep ket vurmuştur. Akabinde Siyasal ve Toplumsal bölünmeler Ülke sathına yayılmıştır. Ehh sonra ne olmuştur. Ne olacak 1960 İHTİLALİ olmuştur. ----Şimdi ki neslimiz, bu gerçeklerden bihaber şatafat içinde lay-lay lom yaşayıp gidiyor. Yaradan yar ve yardımcımız olsun...VESSELAM. -------YORGUN DEMOKRAT KALEMİNDEN-------
*****EYY BEŞER ALEMİ***** Hakkı-Hakikatı, Bilsin İnsanlık Doğayla Bir Bütün Olsun İnsanlık Bir Bayrak Altında, Barış içinde Su Gibi Çağlayıp, Gülsün insanlık... ----OZAN ÇAKIROĞLU----
**Hayat, çatlak bir bardakta ki suya benzer, içsen de tükenir, içmesen de... **Yaşamak direnmektir, sevmek güvenmektir, sadakat inanmaktır, melanet sınanmaktır, metanet sabretmektir. Sevgi-barış kazanmaktır. Kin-kibir ve nefretin ertesi de pişmanlıktır...VESSELAM.
**Kırıldığın dost-yareninle arana bir mesafe koy. Ancak onları bir kalemde silip atma. Gün gelir yüz-yüze gelirsiniz... **Yerinde ve üslubunca söz söylemesini bilenler, dönüp özür dilemek zorunda kalmazlar...VESSELAM.
**Asalet boyda değil, soydadır-soyda **Doğruluk sözde değil, özdedir-özde **İncelik Belde değil, Dildedir-Dilde **Gül-Çiçek Kışta değil, Yazdadır-yazda **Sarhoşu Sorarsan, Sazdadır-Sazda...
****BU GÜNÜNÜN ANLAM ve ÖNEMİNE BİNAEN**** . ---Memleketimden, Okuldan, Askerden ve mesleğimden tanıyan bir çok dost-arkadaş, yaren-yoldaşlarım** hep derler neden Aşk ve sevda konulu Şiirler yazmıyorsun diye serzenişte bulunurlar. Eyvallah**Eyvallahta ben şimdi ki Aşk-ı sevdalara inanmıyorum ki? Aşk-sevda kutlu ve samimi sevgi dolu duygulardan oluşur. Duygusal şehvetler ne aşktır nede sevdadır...VESSELAM. ---Ancak bu günün anlam ve önemine binaen, 21-Temuz-1987 günü Şavşat'ın Arsiyan Yaylasında 36 Yıldır evli olduğum ve hayatımın anlamı, sevgili eşime, can yoldaşıma yazdığım bir Şiirimi güncelleyeceğim... . POYRAZ YELİ GİBİ ESTİDE GEÇTİ . Arsiyan Yaylası, Yalçın Kayalı Bir Güzel Geliyor, Yazma Oyalı Kolunda Helkesi, Eller Kınalı Poyraz Yeli Gibi, Esti de Geçti. . Bu Nasıl Gizemdir, Köylü Kızında Allara Bürünmüş, Nurlar Yüzünde O, Melül Bakışlar, Ela Gözünde Kaş altından bakıp, süzdü de geçti. . Gardını Almışta, Bakmaz Ardına Nadanı kondurmaz, gönül yurduna Yaktı Zar Eğledi, Aşkın Fendine Gönül Dergâhımı, bozdu da geçti. . Zülfikâr Kılıçtan, Keskin Sözlüdür Hak-Hakikat Bilir, Derin Özlüdür Bir kelam eylemez, Biraz Nazlıdır Gül Döktüm Önüne, Ezdi de Geçti. . Bülbül Figan Eyler, Gülün Dalında Kurtlar Ulusa da, Sevda Yolun da Vuslatım Çıkıyor, Kahve Falında Aşkını Kalbime, Kazdı da Geçti. . Çakıroğlu, Çaldı Dertli Sazını Arsiyan da yazdı, Aşkın Tezini Hazana Çevirdi, Bahar Yazını İsmini Serime Yazdı da Geçti... ----OZAN ÇAKIROĞLU---- . ***Otağımızın tacı-temeli. neslimin kutlu Anası, Kalbimin en güzel Sunası hayatımın anlamı, can yoldaşım Sevgili Eşim 14 Şubat Sevgiler günümüz kutlu olsun...Bu kalp senin için atıyor ve ilelebet atacaktır....SEVGİLERİMLE.
****BU GÜNÜNÜN ANLAM ve ÖNEMİNE BİNAEN**** . ---Memleketimden, Okuldan, Askerden ve mesleğimden tanıyan bir çok dost-arkadaş, yaren-yoldaşlarım** hep derler neden Aşk ve sevda konulu Şiirler yazmıyorsun diye serzenişte bulunurlar. Eyvallah**Eyvallahta ben şimdi ki Aşk-ı sevdalara inanmıyorum ki? Aşk-sevda kutlu ve samimi sevgi dolu duygulardan oluşur. Duygusal şehvetler ne aşktır nede sevdadır...VESSELAM. ---Ancak bu günün anlam ve önemine binaen, 21-Temuz-1987 günü Şavşat'ın Arsiyan Yaylasında 36 Yıldır evli olduğum ve hayatımın anlamı, sevgili eşime, can yoldaşıma yazdığım bir Şiirimi güncelleyeceğim... . POYRAZ YELİ GİBİ ESTİDE GEÇTİ . Arsiyan Yaylası, Yalçın Kayalı Bir Güzel Geliyor, Yazma Oyalı Kolunda Helkesi, Eller Kınalı Poyraz Yeli Gibi, Esti de Geçti. . Bu Nasıl Gizemdir, Köylü Kızında Allara Bürünmüş, Nurlar Yüzünde O, Melül Bakışlar, Ela Gözünde Kaş altından bakıp, süzdü de geçti. . Gardını Almışta, Bakmaz Ardına Nadanı kondurmaz, gönül yurduna Yaktı Zar Eğledi, Aşkın Fendine Gönül Dergâhımı, bozdu da geçti. . Zülfikâr Kılıçtan, Keskin Sözlüdür Hak-Hakikat Bilir, Derin Özlüdür Bir kelam eylemez, Biraz Nazlıdır Gül Döktüm Önüne, Ezdi de Geçti. . Bülbül Figan Eyler, Gülün Dalında Kurtlar Ulusa da, Sevda Yolun da Vuslatım Çıkıyor, Kahve Falında Aşkını Kalbime, Kazdı da Geçti. . Çakıroğlu, Çaldı Dertli Sazını Arsiyan da yazdı, Aşkın Tezini Hazana Çevirdi, Bahar Yazını İsmini Serime Yazdı da Geçti... ----OZAN ÇAKIROĞLU---- . ***Otağımızın tacı-temeli. neslimin kutlu Anası, Kalbimin en güzel Sunası hayatımın anlamı, can yoldaşım Sevgili Eşim 14 Şubat Sevgiler günümüz kutlu olsun...Bu kalp senin için atıyor ve ilelebet atacaktır....SEVGİLERİMLE.
***Her ne kadar Kilise ve küçük burjuvazi geleneği olsa da? Nerede saygı, sevgi, barış ve suhulet içerisinde yaşayıp ve yaşatılıyorsa, kim ve kimler şeref tacımız olan Kadınlarımıza hürmet ediliyorsa bilumum Aşk-ı sevdalarını huzur ve mutluluk içinde yaşamsal devinim haline dönüştürüp vuslata eren cümle sevgililerin 14 Şubat sevgililer günü kutlu olsun... -----OZAN ÇAKIROĞLU-----
BAĞBAN YARALADI GÜL VURDU BENİ . Fıtratım Yazılmış, Dehri Virandan Sadakat Görmedim, Yoldaş Yarenden Taksirim Ağırdır, Tunçtan-Girandan Rahmana Sığındım, Kul Vurdu Beni. . Maşruktan-Mağribe Sürgün Dediler Tekaüt Değince, Yorgun Dediler Hürriyet Deyince, Sargın Dediler Tacına Sığındım, Dal Vurdu Beni. . Ben Bu Devranı, Çözemez Oldum Rahmet Ummanında, yüzemez oldum. Derdimi Hünkâra, Yazamaz Oldum Cambazı, Gambazı Fel Vurdu Beni. . Şimdiki Neslimiz, Hadsiz-Hesapsız Hak-hakikat bilmez, gamsız-tasasız Kavim-Kardeşine, Arsız--Vefasız Dostlar Dara Çekti, El Vurdu Beni. . Hazana Dönüştü, İlk Bahar-Yazım Zalimin Zülmünden, gülmüyor yüzüm Gönlüme Yarendir, Bağlama Sazım Perde Düzen Tutmaz, Tel Vurdu Beni. . Der Vezir, Evrenin Sırrına Erdim Mürşid-i Kâmil'e, Soframı Serdim Gülşene Varınca, Bir Gonca derdim Bağban Yaraladı, Gül Vurdu Beni... -----OZAN ÇAKIROĞLU----- . Özellikle 2015 ler den sonra irticalen yazılmış Koşma, koçaklama ve varsağı türünde Şiir, destan ve türküler pek rağbet görmemektedir. Görünmez bir üst akıl bilinçli ve köklü bir şekilde Yeni neslimizi, Anadolu tarihsel kültüründen koparıp ve batı kültürünü empoze ederek Toplumsal bölünmelere, kaos ve kargaşaya sevk ediyor. Ben de hiç yılmadan, usanmadan ve inadına-inadına mücadele etmekteyim. Karınca Misali en azından tarafım bellidir. Cümle okurlara saygılar sunarım... -----BİR YORGUN DEMOKRAT-----
BAĞBAN YARALADI GÜL VURDU BENİ . Fıtratım Yazılmış, Dehri Virandan Sadakat Görmedim, Yoldaş Yarenden Taksirim Ağırdır, Tunçtan-Girandan Rahmana Sığındım, Kul Vurdu Beni. . Maşruktan-Mağribe Sürgün Dediler Tekaüt Değince, Yorgun Dediler Hürriyet Deyince, Sargın Dediler Tacına Sığındım, Dal Vurdu Beni. . Ben Bu Devranı, Çözemez Oldum Rahmet Ummanında, yüzemez oldum. Derdimi Hünkâra, Yazamaz Oldum Cambazı, Gambazı Fel Vurdu Beni. . Şimdiki Neslimiz, Hadsiz-Hesapsız Hak-hakikat bilmez, gamsız-tasasız Kavim-Kardeşine, Arsız--Vefasız Dostlar Dara Çekti, El Vurdu Beni. . Hazana Dönüştü, İlk Bahar-Yazım Zalimin Zülmünden, gülmüyor yüzüm Gönlüme Yarendir, Bağlama Sazım Perde Düzen Tutmaz, Tel Vurdu Beni. . Der Vezir, Evrenin Sırrına Erdim Mürşid-i Kâmil'e, Soframı Serdim Gülşene Varınca, Bir Gonca derdim Bağban Yaraladı, Gül Vurdu Beni... -----OZAN ÇAKIROĞLU----- . Özellikle 2015 ler den sonra irticalen yazılmış Koşma, koçaklama ve varsağı türünde Şiir, destan ve türküler pek rağbet görmemektedir. Görünmez bir üst akıl bilinçli ve köklü bir şekilde Yeni neslimizi, Anadolu tarihsel kültüründen koparıp ve batı kültürünü empoze ederek Toplumsal bölünmelere, kaos ve kargaşaya sevk ediyor. Ben de hiç yılmadan, usanmadan ve inadına-inadına mücadele etmekteyim. Karınca Misali en azından tarafım bellidir. Cümle okurlara saygılar sunarım... -----BİR YORGUN DEMOKRAT-----
----Ben de beşer olduğumdan dolayı, arada bir de olsa magazin programlarına göz atıyorum. Bu gün lanet bir Televizyon kanalında Kadınların orasından, bura- sından bahsediliyordu. Konuşan Kadın, konuşulan Kadın. Vucudunun muhteşem olduğunu ve tam 90--60--90 ölçülerinde seyrediyormuş-mış. Bu rezaleti alkışlayan Yine Kadınlar. Bu nasıl bir anlayıştır. bu nasıl bir aymazlıktır, bu nasıl bir yozlaşmadır anlamak mümkün değil. ----Ülkemiz de Kadınlarımız genelde Erkeklerin hakaret ve şiddetine maruz kaldıklarını dile getirirler. Ben de Şiirlerimde zaman-zaman dile getirmekteyim. Ancak bu moda ve Film sektörüne esir olmuş Kadınların her zaman ve her ortamda hemcinslerini bu kadar küçümseyip, aşağılamalarına ne demeli. Neden Kadın Şair ve yazarlarımız bu vahim ve rezil konunun üzerine gitmiyorlar??? Neden kendilerini--kendilerine ezdiriyorlar??? ----Gençlerimiz evlenirken (( Osmanlı Sarayında olduğu gibi, yani Valide Sultanların Saray hamamın da Şehsade'lere cariye seçerken miskal-miskal ölçer öğle zifaf odasına gönderirlerdi)) bizim gençlerimiz de MEZRO elinde mi gezsinler. Mustafa Kemal Atatürk Türk Ulusal Medeni yasamızı beyhude mi çıkardılar. ----Türk Ulusal Devletin temelinde Aile çok önem arz etmektedir. Anadolu kültür ve değer- lerini bu kadar dejenere etmeye kimsenin haddi ve hakkı değildir. Top-yekün, bir beraber Kutlu Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmalıyız. Bu Kutlu Vatan Hepimizindir... ----Eyy Yüce Türk Ulusal Kadınlarımız, Anamız Eşimiz, Kardeş-Bacımız, Gelin-Kızımız Şeref Tacımız öğle üç-beş çapulcuya kendinizi ezdirmeyiniz. Sizlerin her biri Hz. Havva'dan olma Zübeyde Hanımsınız. Kara Fatma, Şerife Bacısınız. Nene Hatun-Satı Kadınsınız, Siz Gökçe Suna-Bedriye Gökmensiniz. Doktor Asuman, Öğretmen Halide Ediplersiniz. Daha nice-nice Şehit olmuş Yiğit Karamanların gönül sultanlarısınız. Sizler Tekelci Burjuvazinin Moda ve Reklam sektörüne alet olamazsınız...Kahrolsun 90-60--90 zihniyeti........ ------------YORGUN BİR DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN------------
******ESSELAMÜN ALEYKÜM BEŞER ALEMİ******
---Bu gün Kahvemi yudumlarken, Antoloji sitelerini gözer eyledim.
Vallahi kin-kibir-ego dört nal gidiyor. Her beşer kendinden razı.ve
burnundan kıl aldırmıyor. Ya-hu bu nasıl insanlıktır? Bu nasıl yaşam
şeklidir? Bu kadar insanlar birbirlerini çekiştirir mi ya hu???
---Kendilerini methederken, bir başkasını rencide ettiklerinin farkında
bile değiller. Birileri kendi güzelliğinden ve aynalarla çok barışık oldu-
ğunu anlatırken, diğer Kadınları küçümsediğini ve çirkinlikle itham
ettiğinin farkında değiller.
---Bir başkası marifetmiş gibi, okuduğu Kitapların sayısını gerneşe
gerneşe anlatırken, gene bir başkalarını cehaletlikle itham ettiklerinin
farkında değiller.
---Bir Zat-i muhterem kendi Din ve Mezhebini ballı-ballı anlatırken
aynı zamanda başka Din ve Mezheplere giydiriyor. Başkalarını Dinsiz
ve imansızlıkla itham ederken, kendisinin Dini ve mezhebinden uzaklaş-
tığının farkında değil.
---Bir başkası mütemadiyen, Milattan önce yaşamış Filozofların küflü
paslı deyim ve sözlerini güncelliyor. Çünkü kendisi üretemiyor. Bir türlü
Statüko esaretinden kurtulamıyor.
---Kimisi kendi Ulusunda yetişmiş bunca değerli Şair ve Yazarların adlarını
asla zikretmiyor, tam tersi yabancı zırtapozların eser ve isimlerini güncellemeden
dolayı kedisiyle gurur duyuyor.
---Kimi zavallılar da, Yüce Atamız Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Devrim ve ilkele-
rini bahsetmekten korkuyorlar. Bu ne yaman bir çelişkidir...VESSELAM.
---BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN---
**Ulusal bir Milletin çağdaş uygarlık içerisinde yaşayabilmesi için
bilimsel eğitim ve ana yasal hakların korunmasıyla mümkündür...
**Muasır, çağdaş medeniyete kavuşamayan bir Millet, yabancı
kültürün ayakları altında cebelleşmesine mahkumdurlar...
------OZAN ÇAKIROĞLU-------
*****BEŞER KARDEŞİM*****
Kişinin, diğer kişilerin yaşadığı duygu, düşünce ve davranışlarına
karşı doğrudan kayıtsız kalıyorsa şayet. o, şahıs empati yeteneğinden
yoksun demektir....
------OZAN ÇAKIROĞLU------
Serinde Fırtına, Yürekte Yangın
Poyrazdan esiyor, Aşkına dargın
İklmi Bozulmuş, Bedeni Yorgun
Elleri Koynuna Dolamış Gider...
----OZAN ÇAKIROĞLU----
Rantiyeci oldu, eski yazarlar
Hani nerde kaldı, aydın gezenler
Ehtibar görüyor, Halkı üzenler
Nursuzu-hırsızı, dört nal gidiyor...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
AMELİM SAKLIDIR SIRLAR İÇİNDE
.
Kervansız Diyara Gider Yollarım
Bilim Dergahında, Arşı Boylarım
Gerçeği yazmasam, tutmaz ellerim
Ahvalim Kalmasın, Sırlar İçinde.
.
Aşığın Kapanmaz, Gönül Yarası
Serinde Şimşekler, Betin Sarası
Gün Gelir Tutuşur, Ahiret Çırası
Mahşere Yol alır, Sallar içinde.
.
Çakıroğlu Aldı, Haktan Özünü
Hakikat içinde, Söyler Sözünü
Hazana Çevirdi, Bahar Yazını
Dertleri Söylenir, Diller içinde...
----OZAN ÇAKIROĞLU----
Mebusan Yaptılar, Hacı-Hocayı
İrtica Hortladı, Sardı Bacayı
Hatunlar Takmıyor, Evde Kocayı
Oğulu-Uşağı Dört Nal Gidiyor...
-----Sarışın güzel ve havalı Fors Leydi, her seçimde olduğu gibi yine İstanbul
sokaklarını arşınlamaya başladı. Kin-kibir Havasından geçilmiyor. Sanırsın
Muharebe Meydanlarında muzaffer olmuş bir komutan. Hal bu ki, bütün meziyeti
kin-kibir egodan ibaret....
-----Ya hu 1994 de 5 Nisan kararlarıyla Yüce Türk Ulusunun Turasını Ağyar Doları
karşısında % 70 devalüe eden sen değil miydin?? Denetimsiz serbest piyasa Eko-
nomisini meşrulayan sen değil miydin.?? Misak-ı Milli sınırlarımızı açık pazar haline
getiren sen değil miydin?? Bunca faili meçhul olaylar senin döneminde vuku bulma-
dı mı?? Ne yazmakla biter--ne de saymakla biter?? VESSELAM.
Kitaptır Bilimin, Hizmet Aracı
Hedefe Varmanın, Lokman ilacı
Mürşitler de Ölür, Eser Kalıcı
Gönülden-gönüle, akar da gider...
----OZAN ÇAKIROĞLU-----
Bilgeler Dünya'nın Rengine Kanmaz
Nursuza Tutulup, Aşkına Yanmaz
Aymazla-Yobazla, Selama Durmaz
İlim Dergâhında, Dolar da Gider...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
Bilgeye Yakışan, Kendin Olmaktır
Bilimle Çağlayıp, Engin Olmaktır
Arif Meclisinde, Olgun Olmaktır
Muhabbet Aşkıyla yanarda gider...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
---------ADEM OĞLU İNSAN--------
--------Hz. Adem'den olma, Havva'dan doğma İnsan. Arapça'dan türemiş ve Alem-i
Devran da kabul görmüş kutlu bir isim. Toplum halin de ve bir kültür çevresinde
yaşayan varlık. Düşünme ve konuşma yeteneği olan ve Evreni bir bütün olarak
kavrayabilen, bulguları ve keşifleri sonucun da yaşam biçimlerini değiştirebilen
Kutlu bir canlı.
--------Dünya da hiç bir mahlukat, İnsan'dan daha karmaşık ve daha kafa karış-
tıran ve daha geç evrimleşen canlı yoktur. Toplum bireyler bütünlüğüdür. Bireyler
Toplum bütününü oluştururken Din-Mezhep, Dil ve Irk düzeyin de önce Aile ve
çevresinde ki edinmiş oldukları örfü kültürlerini ve Ulusal düzeyde almış olduk-
ları bilimsel eğitim ve öğrenim birikimini Ulusal Devlet hiyyerarşi sistemiyle
harmanlayarak sübuta erdirir.
--------Bireyler ve yöreler arasın da hem nicelik ve hem de nitelik bakımından
Biyolojik ve kalıtımsal etkenlerden dolayı bir çok sosyo ekonomik ve kültürel
ayrışımlar baş göstermektedir. Uluslar arası tezatlar özellikle Mensubu olduk-
ları DİN ve daha sonra siyasal ve eknomik alan da baş göstermektedir.
--------Devran-i Cihan'da Savaşlar genellikle Din-i, Mülk-i, Siyasi ve Ekonomik
amaçlara ulaşmak için yapılmaktadır. Hz. Adem'den bu yana gelişen, değişen
Tabiat, mahlukat ve Alemi İnsan bütünlüğünde ki Devinime Materyalist Felsefe-
ciler Evrim diyor, Metafizik Fesefeciler ise Fıtrat-ı Kader diyorlar...VESSELAM.
Bende derim ki Gezegenlerin tamamı keşif edilmeden somut gerçekleri elde
etmemiz olası değildir...OZAN ÇAKIROĞLU.
CEHALET ÇAĞLADI DÖRT NAL GİDİYOR
.
Siyaset Akvamı, Kökten Karıştı
Eski Küskünler, Sulf Oldu Barıştı
Rantiye Oynadı, Güldü Sarıştı
Yandaşı-sırdaşı, dört nal gidiyor.
.
Kürsüler Kuruldu, Çalındı Marşlar
Sıkıldı Yumruklar, Çatıldı Kaşlar
Etrafa Yayıldı, Dökülen Taşlar
Yoldaşı-Hırdaşı dört nal gidiyor.
.
Ebcetten Anlamaz, Sanırsın Arif
Erkeği Süslenir, Kadından Zarif
Lügatta Ahmaktır, Bunları Tarif
Şehirde Anarşi, Dört nal gidiyor.
.
Der Vezir Cehalet, Coştu Yürüdü
Muhalif Kanadı, Şıvan Bürüdü
Hamaset kalmadı, vicdan çürüdü
Cambazı-Fetbazı, Dört nal gidiyor...
----OZAN ÇAKIROĞLU-----
----Her seçimde olduğu gibi, Cumhuriyet kazanımları biraz daha aşınmaktadır.
Okulda, Camide, Sokakta, Çarşı Pazarda her zaman ve her yerde Mustafa
Kemal Atatürk'e dil uzatmak bir modaya dönüştü.
----Memlekette Sosyal Demokrat geçinen Aydınlar, Mürşid-i Arifler uyur gezer
oldular. Yurdumuza Afgan-i, Süryan-i yerleşti ses yok. Seçmen sayıldı ses yok.
Kızılay-Dolunay Depremde-Tufanda Çadır vs. sattılar ses yok. Tarikatlar Mehdi-
cilik oynuyorlar yine ses yok. Şıhlar-Müritler Sübyan kızları kuma alırlar, bu lafta
Sosyal Demokratlar da yine ses yok...Sessizlik politikasına devam...VESSELAM.
BUNCA MELANETE DEVRAN DEDİLER
.
Medeniyet Çöktü, Vurdu Karaya
Neslimiz Kul Oldu, Pula Paraya
Kıbleyi Çevirdi, Köşke Saraya
Falcıya Danıştım, Devran Dediler.
.
Tabiat Kükredi, Faylar Kırıldı
Şehirler Yıkıldı, Dağlar Yarıldı
Nehirler Çağladı-Coştu Duruldu
Depremde ölene Kurban dediler.
.
Takvalar Şaşırdı, Hakkın Yolunu
Tarikat Kervanı, Aştı Şavulu
Vatandaş Çalıyor Fetret Davulu
Çiftçiye Köylüye, Yaylan Dediler.
.
Demokrasi Kalktı, Yıkıldı Bentler
Üsküdar-ı Aştı Küheylan Atlar
Metropol Şehirde Uluyor Kurtlar
İnsana Benzettim, Hayvan Dediler.
.
Sırtında Cübbesi, Başında Fesi
Üfrükle Beslenir, Önünde Tası
Hakka-Hakikata, Doğuştan Asi
İblise Benzettim, İnsan Dediler.
.
Çakıroğlu Yazdı, Dokundu Saza
Vergiler Konuldu, Bahara-Yaza
Cehalet Mürşid-i Getirdi Dize
Doğru konuşana, Zindan dediler...
----OZAN ÇAKIROĞLU----
*******MUHTEREM METAFİZİKÇİ KARDEŞİM******
.
-----Metafizik Felsefeyle--Materyalist Felsefenin Anayasal konularda ve Toplumsal
Kominal ve bireysel yaşam ortamların da oldukça fazla ortak bileşimler ve kavram-
sal eylemler mevcuttur.
------Hak, Hukuk ve Adalet mizanın da Din, Mezhep ve Irk ayrımı yapılmadan eşit
haklara sahip olunması ve Kamusal alanlar da kişilerin aynı haklara sahip olmaları.
Vatandaşlık haklarının, kişilerin Dinine, rengine ve ırkına bakılmaksızın ve kayıtsız
şartsız aynı Kanun hükmünde korunması. Ulusal Devlet Hiyerarşik sistemin bütün
Memleket sathın da eşit bir şekilde bilumum hakların korunup-kollanmasında.Siyasi
Ekonomik, Sosyal ve kültürel alanlarda Toplumsal Barış ve Huzurun tesisinde. Daha
bir çok alanlar da bir bütünlük içinde her iki Felsefenin hem-hal olduğu kaçınılmaz
ve inkâr edilemez bir gerçektir Onun içindir ki Dua ve Niyazın yeri ve önemi ayrıdır.
Ulusal Devletler de Diplomasi faaliyetlerinin yeri ayrıdır.
-----Devran-i Alemin Tarihsel Devinimine bir göz atarsanız, bütün bilinmeyen meçhul
denklemleri her iki Felsefenin ortak kudretiyle çözersiniz. Devranın Tarihsel sürecine
Metafizikçiler Fıtrat-ı Kader derler... Materyalist Felsefeciler ve Sosyalist Realistler
EVRİM Derler. Bütün ayrıntı bir taraf Uhrevi düşünce eylemini, Diğer taraf ise Bilimsel
düşünce eylemini destekler....VESSELAM.
--------------YORGUN DEMOKRAT KALEMİNDEN---------------
******DOSTLAR-ERENLER--YOLDAŞ YARENLER******
.
-----Gerçek ve doğru İslam-i bir yönetim, ilme, sevgi ve barışa önem veren
özgün ve evrensel bir sistemdir. Dünya ve Ahiret ayrımı gibi Düalist bir anlayışa
sahip değildir. Hiç ölmeyecek gibi Dünya için, yarın ölecek gibi Ahiret için
çalışmayı esas alır...
-----İslam-i yönetim şekli Halkın temel hak ve hürriyetlerini eşit bir şekilde korur
ve kollar. Her ne sebeple olursa olsun kaos-kargaşa ve her türlü baskıya zülme
asla rıza göstermez. Fırsat ve Kanun karşısında ki eşitlik prensibi olmazsa-olmaz
şartıdır. Bunu Hz. Ömer'den sonra Ulusal, kamusal ve toplumsal alanlarda kayıt-
sız-şartsız uygulayan tek Lider ve Devlet Adamı Mustafa Kemal ATATÜRK''tür.
1923 ten 1955 yılına kadar Liaklik ilkesi sayesinde uygulanmıştır. Acak 1955 ten
sonra Demokrat Partinin aşırı güçlenmesi, Ulusal Bağımsızlığımızı tekrar bağımlı
hale getirmesi ve Hilafet severliğin yeniden hortlaması LAİKLİK İlkesine hep ket
vurmuştur. Akabinde Siyasal ve Toplumsal bölünmeler Ülke sathına yayılmıştır.
Ehh sonra ne olmuştur. Ne olacak 1960 İHTİLALİ olmuştur.
----Şimdi ki neslimiz, bu gerçeklerden bihaber şatafat içinde lay-lay lom yaşayıp
gidiyor. Yaradan yar ve yardımcımız olsun...VESSELAM.
-------YORGUN DEMOKRAT KALEMİNDEN-------
*****EYY BEŞER ALEMİ*****
Hakkı-Hakikatı, Bilsin İnsanlık
Doğayla Bir Bütün Olsun İnsanlık
Bir Bayrak Altında, Barış içinde
Su Gibi Çağlayıp, Gülsün insanlık...
----OZAN ÇAKIROĞLU----
**Hayat, çatlak bir bardakta ki suya benzer, içsen de tükenir, içmesen de...
**Yaşamak direnmektir, sevmek güvenmektir, sadakat inanmaktır,
melanet sınanmaktır, metanet sabretmektir. Sevgi-barış kazanmaktır.
Kin-kibir ve nefretin ertesi de pişmanlıktır...VESSELAM.
**Kırıldığın dost-yareninle arana bir mesafe koy. Ancak onları bir kalemde
silip atma. Gün gelir yüz-yüze gelirsiniz...
**Yerinde ve üslubunca söz söylemesini bilenler, dönüp özür dilemek
zorunda kalmazlar...VESSELAM.
**Asalet boyda değil, soydadır-soyda
**Doğruluk sözde değil, özdedir-özde
**İncelik Belde değil, Dildedir-Dilde
**Gül-Çiçek Kışta değil, Yazdadır-yazda
**Sarhoşu Sorarsan, Sazdadır-Sazda...
NEFRET TARLASINI YAKIVER GİTSİN
.
Bu Devri Alemde, Ömür Dolmadan
Gönül Dergâhında, Gülün Solmadan
Vuslatın Baharı, Hazan Olmadan
Aşkın Şarabıyla, Doluver Gitsin.
.
İster Köşk'te Yaşa, İstersen Handa
Ayrışma Olmasın, Mezhepte-Dinde
Otağın Kalmasın, Kerderde-Gamda
Nefret Tarlasını, Yakıver Gitsin.
.
Barış Çeşmesinden, Testini Doldur
Muhabbet Aşkıyla, Dostların Güldür
Hakikata Varmak, İnce Bir Yoldur
Gönülden-Gönül-e, Akıver Gitsin.
.
Kavim-Kardeşini Hesaba Çekme
Barış Bahçesine, Kin-Kibir Ekme
Nefsine Uyup-ta, Amelin Yıkma
Topluma Sulh ile, Bakıver Gitsin.
.
Çakıroğlu Yazdı, Dinle Sözünü
Cahilden uzak dur, bilmez özünü
Hakka-Hakikata, Çevir Yüzünü
Gam-ı, Kasavet-i, Atıver Gitsin...
----OZAN ÇAKIROĞLU----
.
Kardaş, daha ne söyleyem, ne diyem
Anlayana sözlerim, olsun hediyem...
-----VESSELAM-----
****BU GÜNÜNÜN ANLAM ve ÖNEMİNE BİNAEN****
.
---Memleketimden, Okuldan, Askerden ve mesleğimden tanıyan bir çok dost-arkadaş,
yaren-yoldaşlarım** hep derler neden Aşk ve sevda konulu Şiirler yazmıyorsun diye
serzenişte bulunurlar. Eyvallah**Eyvallahta ben şimdi ki Aşk-ı sevdalara inanmıyorum ki?
Aşk-sevda kutlu ve samimi sevgi dolu duygulardan oluşur. Duygusal şehvetler ne aşktır
nede sevdadır...VESSELAM.
---Ancak bu günün anlam ve önemine binaen, 21-Temuz-1987 günü Şavşat'ın Arsiyan
Yaylasında 36 Yıldır evli olduğum ve hayatımın anlamı, sevgili eşime, can yoldaşıma
yazdığım bir Şiirimi güncelleyeceğim...
.
POYRAZ YELİ GİBİ ESTİDE GEÇTİ
.
Arsiyan Yaylası, Yalçın Kayalı
Bir Güzel Geliyor, Yazma Oyalı
Kolunda Helkesi, Eller Kınalı
Poyraz Yeli Gibi, Esti de Geçti.
.
Bu Nasıl Gizemdir, Köylü Kızında
Allara Bürünmüş, Nurlar Yüzünde
O, Melül Bakışlar, Ela Gözünde
Kaş altından bakıp, süzdü de geçti.
.
Gardını Almışta, Bakmaz Ardına
Nadanı kondurmaz, gönül yurduna
Yaktı Zar Eğledi, Aşkın Fendine
Gönül Dergâhımı, bozdu da geçti.
.
Zülfikâr Kılıçtan, Keskin Sözlüdür
Hak-Hakikat Bilir, Derin Özlüdür
Bir kelam eylemez, Biraz Nazlıdır
Gül Döktüm Önüne, Ezdi de Geçti.
.
Bülbül Figan Eyler, Gülün Dalında
Kurtlar Ulusa da, Sevda Yolun da
Vuslatım Çıkıyor, Kahve Falında
Aşkını Kalbime, Kazdı da Geçti.
.
Çakıroğlu, Çaldı Dertli Sazını
Arsiyan da yazdı, Aşkın Tezini
Hazana Çevirdi, Bahar Yazını
İsmini Serime Yazdı da Geçti...
----OZAN ÇAKIROĞLU----
.
***Otağımızın tacı-temeli. neslimin kutlu Anası, Kalbimin en güzel Sunası
hayatımın anlamı, can yoldaşım Sevgili Eşim 14 Şubat Sevgiler günümüz
kutlu olsun...Bu kalp senin için atıyor ve ilelebet atacaktır....SEVGİLERİMLE.
****BU GÜNÜNÜN ANLAM ve ÖNEMİNE BİNAEN****
.
---Memleketimden, Okuldan, Askerden ve mesleğimden tanıyan bir çok dost-arkadaş,
yaren-yoldaşlarım** hep derler neden Aşk ve sevda konulu Şiirler yazmıyorsun diye
serzenişte bulunurlar. Eyvallah**Eyvallahta ben şimdi ki Aşk-ı sevdalara inanmıyorum ki?
Aşk-sevda kutlu ve samimi sevgi dolu duygulardan oluşur. Duygusal şehvetler ne aşktır
nede sevdadır...VESSELAM.
---Ancak bu günün anlam ve önemine binaen, 21-Temuz-1987 günü Şavşat'ın Arsiyan
Yaylasında 36 Yıldır evli olduğum ve hayatımın anlamı, sevgili eşime, can yoldaşıma
yazdığım bir Şiirimi güncelleyeceğim...
.
POYRAZ YELİ GİBİ ESTİDE GEÇTİ
.
Arsiyan Yaylası, Yalçın Kayalı
Bir Güzel Geliyor, Yazma Oyalı
Kolunda Helkesi, Eller Kınalı
Poyraz Yeli Gibi, Esti de Geçti.
.
Bu Nasıl Gizemdir, Köylü Kızında
Allara Bürünmüş, Nurlar Yüzünde
O, Melül Bakışlar, Ela Gözünde
Kaş altından bakıp, süzdü de geçti.
.
Gardını Almışta, Bakmaz Ardına
Nadanı kondurmaz, gönül yurduna
Yaktı Zar Eğledi, Aşkın Fendine
Gönül Dergâhımı, bozdu da geçti.
.
Zülfikâr Kılıçtan, Keskin Sözlüdür
Hak-Hakikat Bilir, Derin Özlüdür
Bir kelam eylemez, Biraz Nazlıdır
Gül Döktüm Önüne, Ezdi de Geçti.
.
Bülbül Figan Eyler, Gülün Dalında
Kurtlar Ulusa da, Sevda Yolun da
Vuslatım Çıkıyor, Kahve Falında
Aşkını Kalbime, Kazdı da Geçti.
.
Çakıroğlu, Çaldı Dertli Sazını
Arsiyan da yazdı, Aşkın Tezini
Hazana Çevirdi, Bahar Yazını
İsmini Serime Yazdı da Geçti...
----OZAN ÇAKIROĞLU----
.
***Otağımızın tacı-temeli. neslimin kutlu Anası, Kalbimin en güzel Sunası
hayatımın anlamı, can yoldaşım Sevgili Eşim 14 Şubat Sevgiler günümüz
kutlu olsun...Bu kalp senin için atıyor ve ilelebet atacaktır....SEVGİLERİMLE.
***Her ne kadar Kilise ve küçük burjuvazi geleneği olsa da? Nerede saygı, sevgi, barış ve suhulet
içerisinde yaşayıp ve yaşatılıyorsa, kim ve kimler şeref tacımız olan Kadınlarımıza hürmet ediliyorsa
bilumum Aşk-ı sevdalarını huzur ve mutluluk içinde yaşamsal devinim haline dönüştürüp vuslata eren
cümle sevgililerin 14 Şubat sevgililer günü kutlu olsun...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
BAĞBAN YARALADI GÜL VURDU BENİ
.
Fıtratım Yazılmış, Dehri Virandan
Sadakat Görmedim, Yoldaş Yarenden
Taksirim Ağırdır, Tunçtan-Girandan
Rahmana Sığındım, Kul Vurdu Beni.
.
Maşruktan-Mağribe Sürgün Dediler
Tekaüt Değince, Yorgun Dediler
Hürriyet Deyince, Sargın Dediler
Tacına Sığındım, Dal Vurdu Beni.
.
Ben Bu Devranı, Çözemez Oldum
Rahmet Ummanında, yüzemez oldum.
Derdimi Hünkâra, Yazamaz Oldum
Cambazı, Gambazı Fel Vurdu Beni.
.
Şimdiki Neslimiz, Hadsiz-Hesapsız
Hak-hakikat bilmez, gamsız-tasasız
Kavim-Kardeşine, Arsız--Vefasız
Dostlar Dara Çekti, El Vurdu Beni.
.
Hazana Dönüştü, İlk Bahar-Yazım
Zalimin Zülmünden, gülmüyor yüzüm
Gönlüme Yarendir, Bağlama Sazım
Perde Düzen Tutmaz, Tel Vurdu Beni.
.
Der Vezir, Evrenin Sırrına Erdim
Mürşid-i Kâmil'e, Soframı Serdim
Gülşene Varınca, Bir Gonca derdim
Bağban Yaraladı, Gül Vurdu Beni...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
.
Özellikle 2015 ler den sonra irticalen yazılmış Koşma, koçaklama ve varsağı türünde
Şiir, destan ve türküler pek rağbet görmemektedir. Görünmez bir üst akıl bilinçli ve
köklü bir şekilde Yeni neslimizi, Anadolu tarihsel kültüründen koparıp ve batı kültürünü
empoze ederek Toplumsal bölünmelere, kaos ve kargaşaya sevk ediyor. Ben de hiç
yılmadan, usanmadan ve inadına-inadına mücadele etmekteyim. Karınca Misali en
azından tarafım bellidir. Cümle okurlara saygılar sunarım...
-----BİR YORGUN DEMOKRAT-----
BAĞBAN YARALADI GÜL VURDU BENİ
.
Fıtratım Yazılmış, Dehri Virandan
Sadakat Görmedim, Yoldaş Yarenden
Taksirim Ağırdır, Tunçtan-Girandan
Rahmana Sığındım, Kul Vurdu Beni.
.
Maşruktan-Mağribe Sürgün Dediler
Tekaüt Değince, Yorgun Dediler
Hürriyet Deyince, Sargın Dediler
Tacına Sığındım, Dal Vurdu Beni.
.
Ben Bu Devranı, Çözemez Oldum
Rahmet Ummanında, yüzemez oldum.
Derdimi Hünkâra, Yazamaz Oldum
Cambazı, Gambazı Fel Vurdu Beni.
.
Şimdiki Neslimiz, Hadsiz-Hesapsız
Hak-hakikat bilmez, gamsız-tasasız
Kavim-Kardeşine, Arsız--Vefasız
Dostlar Dara Çekti, El Vurdu Beni.
.
Hazana Dönüştü, İlk Bahar-Yazım
Zalimin Zülmünden, gülmüyor yüzüm
Gönlüme Yarendir, Bağlama Sazım
Perde Düzen Tutmaz, Tel Vurdu Beni.
.
Der Vezir, Evrenin Sırrına Erdim
Mürşid-i Kâmil'e, Soframı Serdim
Gülşene Varınca, Bir Gonca derdim
Bağban Yaraladı, Gül Vurdu Beni...
-----OZAN ÇAKIROĞLU-----
.
Özellikle 2015 ler den sonra irticalen yazılmış Koşma, koçaklama ve varsağı türünde
Şiir, destan ve türküler pek rağbet görmemektedir. Görünmez bir üst akıl bilinçli ve
köklü bir şekilde Yeni neslimizi, Anadolu tarihsel kültüründen koparıp ve batı kültürünü
empoze ederek Toplumsal bölünmelere, kaos ve kargaşaya sevk ediyor. Ben de hiç
yılmadan, usanmadan ve inadına-inadına mücadele etmekteyim. Karınca Misali en
azından tarafım bellidir. Cümle okurlara saygılar sunarım...
-----BİR YORGUN DEMOKRAT-----
*****EYY BEŞER ALEMİ*****
.
**Cehalet, kin-kibir-nefret ektikçe, Kaos--kargaşa kaçınılmazdır...
**Nefisler terbiye edilmedikçe, şeref--haysiyet taşınılmazdır...
**Memlekette Hilafet Rüzgârı estikçe, hür medeniyet düşünülmezdir...
**Müspet Fen-Bilimsiz sorunlar çözümsüz, Engeller Aşınılmazdır..
**Bu kulvarda, her konu alenen açık ve dos-doğru yazılınmazdır.
--------OZAN ÇAKIROĞLU---------..
ŞAŞIRMA YOLUNU ZORA DÜŞERSİN
.
Ağyar Ummanında, Coşup Çağlama
Vefasız Dostlara, Gönül Bağlama
Beyhude Yorulup, Boşa Ağlama
İklimin Bozulur, Hara Düşersin.
.
Cehalet Barında, Sürme Sefayı
Namertten uzak dur, bilmez vefayı
Gün gelir yobazdan, yersin tafrayı
Ehtibarın Kalmaz, Zara Düşersin.
.
Tarikat Sülbüyle, Etme Kelamı
Fetbazdan uzak dur, söyler yalanı
Kavim-kardeşinden, kesme selamı
Dostlar Meclisinde, Dara düşersin.
.
Şairin Eylenmez, Gönül Yarası
Hamaset Kulvarı, Değil Burası
Çok yakındır Dünya-mahşer arası
Rahmet Ummanında, sala düşersin.
.
Der Vezir Dostunla Açma Arayı
Çuvaldız-iğneyle, Deşme Yarayı
Hakikat Yolunda, Bozma Sırayı
Şaşırır Yolunu, Zora Düşersin...
----OZAN ÇAKIROĞLU----
******ESSELAMÜN ALEYKÜM BEŞER ALEMİ******
----Ben de beşer olduğumdan dolayı, arada bir de olsa magazin programlarına
göz atıyorum. Bu gün lanet bir Televizyon kanalında Kadınların orasından, bura-
sından bahsediliyordu. Konuşan Kadın, konuşulan Kadın. Vucudunun muhteşem
olduğunu ve tam 90--60--90 ölçülerinde seyrediyormuş-mış. Bu rezaleti alkışlayan
Yine Kadınlar. Bu nasıl bir anlayıştır. bu nasıl bir aymazlıktır, bu nasıl bir yozlaşmadır
anlamak mümkün değil.
----Ülkemiz de Kadınlarımız genelde Erkeklerin hakaret ve şiddetine maruz kaldıklarını
dile getirirler. Ben de Şiirlerimde zaman-zaman dile getirmekteyim. Ancak bu moda ve
Film sektörüne esir olmuş Kadınların her zaman ve her ortamda hemcinslerini bu kadar
küçümseyip, aşağılamalarına ne demeli. Neden Kadın Şair ve yazarlarımız bu vahim
ve rezil konunun üzerine gitmiyorlar??? Neden kendilerini--kendilerine ezdiriyorlar???
----Gençlerimiz evlenirken (( Osmanlı Sarayında olduğu gibi, yani Valide Sultanların
Saray hamamın da Şehsade'lere cariye seçerken miskal-miskal ölçer öğle zifaf odasına
gönderirlerdi)) bizim gençlerimiz de MEZRO elinde mi gezsinler. Mustafa Kemal Atatürk
Türk Ulusal Medeni yasamızı beyhude mi çıkardılar.
----Türk Ulusal Devletin temelinde Aile çok önem arz etmektedir. Anadolu kültür ve değer-
lerini bu kadar dejenere etmeye kimsenin haddi ve hakkı değildir. Top-yekün, bir beraber
Kutlu Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmalıyız. Bu Kutlu Vatan Hepimizindir...
----Eyy Yüce Türk Ulusal Kadınlarımız, Anamız Eşimiz, Kardeş-Bacımız, Gelin-Kızımız Şeref
Tacımız öğle üç-beş çapulcuya kendinizi ezdirmeyiniz. Sizlerin her biri Hz. Havva'dan olma
Zübeyde Hanımsınız. Kara Fatma, Şerife Bacısınız. Nene Hatun-Satı Kadınsınız, Siz Gökçe
Suna-Bedriye Gökmensiniz. Doktor Asuman, Öğretmen Halide Ediplersiniz. Daha nice-nice
Şehit olmuş Yiğit Karamanların gönül sultanlarısınız. Sizler Tekelci Burjuvazinin Moda ve
Reklam sektörüne alet olamazsınız...Kahrolsun 90-60--90 zihniyeti........
------------YORGUN BİR DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN------------