Nazımın hayatına uyguladığı sevgi felsefesinin zıttına günümüzde kadın yüzüne vurulmadan dövülebilir diye fetva veren sevimsiz ve sevgisiz müftüyü yüzünü incitmeden dövün lütfen.
Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi Geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi Ağır posta paketini neyin nesi belirsiz telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi Seviyorum seni denizi ilk defa uçakla geçer gibi İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık içimde kımıldayan birşeyler gibi Seviyorum seni Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
“Kıskanmak yerine takdir etmeyi bilseydik milletçe çağ atlardık.”
Efendim kıskançlık yerine takdir duygusunu benimseyen bir toplumun, topluluğun, gurubun, hem ruhsal açıdan daha sağlıklı, hem de pozitif anlamda tetikleyici bir organizatör görevi üstlenici duygularla, gelişmişlik seviyesini arttırıcı etkileri olduğunu düşünüyorum. Aslı Birer
Sabah sabah gözüme takıldı. Nurgül sana ne oldu bir suredir sanki sen değil de bir başkası yazıyor çok gerginsin. Bu benim gözlemim :) TikTok hiç açmayı düşünmedim söylediklerini de anlıyorum her yerde abukluklar var. Burada da yok mu? Şu reklamlarına bir bakarsan her sabah kırmızı elbiseli hatunu görmekten midem bulanıyor. Herkes kazandığı paraya bakıyor. Kişinin kendisi nasıl kullanıyor bu mecraları ona bakmak gerekiyor. Hak veriyorum sana.
Sevgili beni uzaktan takip edip çeşitli çirkin imalar ile yazılarının arasına illaki Aslıyı yerleştiren takipçim, sence şu aşağıdaki cümleleri de eski bir teorisyen mi cevapladı? Neyse; “kişi kendinden bilir işi” diyorum. Sana da sevgiler umarım bir gün kendine gerçek bir yolculuk yaparsın.
… ve akıl da gelişebilen bir özelliğe sahiptir bana göre… bu da; gezip yeni yerler görmek ve okumak= öğrenmek ile mümkün. Kısa ama içeriği geniş anlamlar ihtiva eden cümleleri severek okuyorum ve tavsiye ediyorum. Çünkü beynin de tıpkı vücuttaki diğer kasların gelişimi gibi çalışmaya ihtiyacı var. Aforizmalar bunu iyi başarıyor. Sevgili T.Yıldırım
Kayıp gül kitabında bir dialog var. Anne kız arasında okumayanlar için o dialogu buraya aktarmak istiyorum.
Kız annesine diyor ki; Descartes’ın yeleği 125.000 dolara alıcı bulmuş benim yeleğim onun yeleğinden daha şıktır.
“Anne; bir konuda haklısın yavrum, senin yeleğinDescartes’ın yeleğinden çok daha şık. Descartes’ın yeleği ne ipek ne de kaşmir… ne donna Karan ne de Prada… Hatta bir mağazaya götürsen, beş dolar bile etmez.”
“Kızı; eeee o kadar da olsun anne, fiyat gayet makul, o yeleği Descartes giymiş sonuçta.”
Anne; Descartes gibi insanlar, giydikleri kumaş parçasına değer kandırıyorlar. Bir de tam tersini düşünsene.
Kız; ne gibi?
“ kumaş parçalarının insana değer kazandırdığını”
Diana bir an başını önüne eğmiş ve annesinin yeri geldiğinde, kendine has yöntemlerle kızına hissettirmeye çalıştığı şeyi düşünmüştü.
“ kendini özel hissetmek için ihtiyacın olan tek şey, kendinsin”
Ezoterik dışa vurumların kanatları olduğu kadar ayakları da vardır. Saf bir hayal gücü bilgi ile desteklenmezse uçmaktan öte geçemez. Eyleme dönüşmesi bilgi ile mümkün olacaktır. Bu da demek oluyor ki; hayal gücü üretmenin en büyük adımı, gerçeğe dönüşmesi ise bilgi donanımı ile birlikte ortaya çıkar.
Nazımın hayatına uyguladığı sevgi felsefesinin zıttına günümüzde kadın yüzüne vurulmadan dövülebilir diye fetva veren sevimsiz ve sevgisiz müftüyü yüzünü incitmeden dövün lütfen.
Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
Günün şiiri
Nazım Hikmet Ran
Aylar önce yazdığım bir söz hakkında.
“Kıskanmak yerine takdir etmeyi bilseydik milletçe çağ atlardık.”
Efendim kıskançlık yerine takdir duygusunu benimseyen bir toplumun, topluluğun, gurubun, hem ruhsal açıdan daha sağlıklı, hem de pozitif anlamda tetikleyici bir organizatör görevi üstlenici duygularla, gelişmişlik seviyesini arttırıcı etkileri olduğunu düşünüyorum.
Aslı Birer
Sabah sabah gözüme takıldı. Nurgül sana ne oldu bir suredir sanki sen değil de bir başkası yazıyor çok gerginsin. Bu benim gözlemim :)
TikTok hiç açmayı düşünmedim söylediklerini de anlıyorum her yerde abukluklar var. Burada da yok mu? Şu reklamlarına bir bakarsan her sabah kırmızı elbiseli hatunu görmekten midem bulanıyor. Herkes kazandığı paraya bakıyor. Kişinin kendisi nasıl kullanıyor bu mecraları ona bakmak gerekiyor. Hak veriyorum sana.
Retorik bir dökülme, başarılar diliyorum Ömer bey,
Tebrikler.
Sevgili beni uzaktan takip edip çeşitli çirkin imalar ile yazılarının arasına illaki Aslıyı yerleştiren takipçim, sence şu aşağıdaki cümleleri de eski bir teorisyen mi cevapladı?
Neyse; “kişi kendinden bilir işi” diyorum.
Sana da sevgiler umarım bir gün kendine gerçek bir yolculuk yaparsın.
… ve akıl da gelişebilen bir özelliğe sahiptir bana göre… bu da; gezip yeni yerler görmek ve okumak= öğrenmek ile mümkün. Kısa ama içeriği geniş anlamlar ihtiva eden cümleleri severek okuyorum ve tavsiye ediyorum. Çünkü beynin de tıpkı vücuttaki diğer kasların gelişimi gibi çalışmaya ihtiyacı var. Aforizmalar bunu iyi başarıyor. Sevgili T.Yıldırım
Selamlar,
Evet, çok sevdiğim ve aklına çok saygı duyduğum bir şairdir Cemal Safi teşekkürler, B. G. Değil
Kayıp gül kitabında bir dialog var. Anne kız arasında okumayanlar için o dialogu buraya aktarmak istiyorum.
Kız annesine diyor ki; Descartes’ın yeleği 125.000 dolara alıcı bulmuş benim yeleğim onun yeleğinden daha şıktır.
“Anne; bir konuda haklısın yavrum, senin yeleğinDescartes’ın yeleğinden çok daha şık. Descartes’ın yeleği ne ipek ne de kaşmir… ne donna Karan ne de Prada… Hatta bir mağazaya götürsen, beş dolar bile etmez.”
“Kızı; eeee o kadar da olsun anne, fiyat gayet makul, o yeleği Descartes giymiş sonuçta.”
Anne; Descartes gibi insanlar, giydikleri kumaş parçasına değer kandırıyorlar. Bir de tam tersini düşünsene.
Kız; ne gibi?
“ kumaş parçalarının insana değer kazandırdığını”
Diana bir an başını önüne eğmiş ve annesinin yeri geldiğinde, kendine has yöntemlerle kızına hissettirmeye çalıştığı şeyi düşünmüştü.
“ kendini özel hissetmek için ihtiyacın olan tek şey, kendinsin”
:)
Ezoterik dışa vurumların kanatları olduğu kadar ayakları da vardır.
Saf bir hayal gücü bilgi ile desteklenmezse uçmaktan öte geçemez.
Eyleme dönüşmesi bilgi ile mümkün olacaktır.
Bu da demek oluyor ki; hayal gücü üretmenin en büyük adımı, gerçeğe dönüşmesi ise bilgi donanımı ile birlikte ortaya çıkar.
Aslı Birer