Türk Ulusal Milletimizi orta çağ karanlığından kurtaran, Çağdaş ve hür medeniyetin önünü açan, Maşruktan-Mağribe beşer alemini kula-kulluktan kurtarıp, her bireyi elit- seçkin bir Vatandaş yapan ve Türk Kadınına insan-i bir Kimlik kazandıran, kudretli ve çağdaş Cumhuriyetimiz yüce Türk Ulusuna kutlu olsun.... ------OZAN ÇAKIROĞLU--------
Cumhuriyet, sadece geçmişin değil, yarının da aydınlık yüzüdür. Birlikte yürüdüğümüz, paylaştığımız umutlarla her gün yeniden yükselen bir bayraktır. Her sabah, bağımsız bir ülkenin vatandaşı olarak uyanmak, bize bıraktığı en kıymetli armağanlardan biridir.
Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, imkânsız gibi görünen bir mücadeleden zaferle çıkan milletimizin iradesi, bugün de içimizde yankılanan bir gurur ve özgürlük aşkıdır. Cumhuriyet demek, kendini geliştirmek, bilime, sanata, insanlığa katkıda bulunmak demektir. Bu mirası korumak ve ileriye taşımak her birimizin ortak sorumluluğudur.
Cumhuriyetimizin 101. yılında, bugünü daha büyük bir umutla kucaklıyor; yarınlara ise birlikte yürümeye olan inancımızı pekiştiriyoruz.
Devletçilik ve savaş yıllarında uygulanan politikaların s onuçları 10 Eylül 1946 tarhli Akşam Gazetesi’nde çarpıcı bir şekilde sergileniyor.Gazete savaş yılarında Türkiye’de 2000 milyoner ailenin doğduğunu bildiriyordu.Ticaret ve sanayi odası bülteni savaş yıllarında tüccarların %300-1000 oranında kar ettiklerini açıklamaktaydı Böylece M.Kemal, 23 yıl sonra rüyası gerçek oluyordu. Artık ülkede bir çok milyoner hatta milyarder yetiştirilmişti Ama bir de madalyonun öteki yüzü vardı:YOKSULLUK
Türkiye’ni n payandalarından biri milliyetçilik iken,komünizm din düşmanı ve evrenselciydi.Dolayısıyla Türkiye,savaş sonrası diğer ülkeler gibi,komünist olmayacaktı.Buna karşılık faşizm,hem milliyetçi, hem de yurtseverdi ve bu yüzden rejime daha uygun görünüyordu. Falih Rıfkı,Hakimiyeti Milliye,4.Aralık 1930”İnkılapçı Metotları”
Şayet,1920-1940 arasında ülkenin her yerinden büyük toprak sahibi ağalar devamlı milletvekili yapılırsa bu zalim adamlar bir yandan köylüğü ezerek cahil bırakırken köylünün çok ihtiyacı olduğu toprak reformunu engellerse siz"de "köylü milletin efendisidir "dersenin hata etmiş olursunuz.
ve zamanla öyle bir hal almış ki nice tefekkür cumhuriyet kurbanı olmuştur. uğruna kendi içimizden insan soydaşlarımızı, vatandaşlarımızı verdiğimiz bir yönetim şekli olmuştur zamanla. acı bir dönemin adı yerine geçmiştir hatta. sabahattin aliler, cemil meriçler bu uğurda hatırlayabildiğim sadece ikisi.
cumhuriyet bir fetiş bir mit bir ütopya değildir bir izm hiç değildir. sadece bir yönetim şeklidir. bunu bu gün izmleştirenler her sisteme olduğu gibi ona da en büyük zararı verenlerdir. bir şeyin eleştirilmesinin önüne geçersen o şeyi küçültürsün zamanla korunmaya muhtaç aciz havası oluşturursun kafalarda. islamda rabbimin en büyük ibadet saydığı bir eylem vardır tefekkür. bir saatlik tefekkür yıllarcakılınabilecek namazdan daha evladır rabbimin katında. yani düşünmek, yani eleştirmek ve sonra o şeyin artılarını kendin akledebilmek bunlar çok değerli. eleştirel düşünce her dem horlanmıştır. en çok ta pozitivistliğin borazanlığını yapan kemalistlerce.
Bir diktatörlükte, özel bir kişinin aşırı zenginliği onu diktatörün üzerine çıkarmaz... Ama bir cumhuriyette onu kolaylıkla yasaların üzerine çıkarabilir. O zaman devletin gücü kalmaz ve zengin gerçek egemen hâle gelir.
Bu nedenle cumhuriyette yaşayanların sağır ve kör, duyguları düşük, güçsüz ve kandırılmaya hazır insanlar olamazlar, olmamalıdır...
Cumhuriyeti kurup biçimlendiren asker-sivil bürokrat kökenli siyasal elitlerin “laiklik Cumhuriyetin temelidir ve her ne kadar Anayasa’ya sonradan (1937) dahil edilmişse de kurucuların kafasında ta baştan beri vardı” şeklindeki iddialar hemen her gün tekrarlanırkan,öz be öz Türk olan ve Türkçe konuşup Türkçe yazan Karamanlıların sırf hırıstiyan olmaları esnasında “Mübadele’ye tabi tutulup vatanlarından koparıldıklarını da hatırlamak lazımdır.
Cumhuriyet gazetesinin başyazarı Nadir Nadi,15 Temmuz 1947’de; nerden çıktığı çok iyi bilinen bazı propaganda yaygaraları Amerikan yardımının Türk bağımsızlığına bir darbe olduğunu yaymak istedi.Bugün yurdumuza yardım elini uzatan Amerika,bu hizmetine karşılığında bizden ne toprak ne üs istiyor.Bu yardım,hürriyeti seven milletlerin hürriyet düşmanlarına karşı teşkilatlanması yolunda bir ileri adımdan başka bir şey değildir diye yazacaktır.
Cumhuriyet en iyi yönetim şeklidir elbet,Ancak içi boş bir kelime olarak kalırsa, Cumhurun yani halkın bu yönetime katkısı sağlanamazda yönetime katkısı olanlar çeşitli menfaat grupları, ağalar, şıhlar, bir takım etnik guruplar, ekoomik gücü olanlar olursa, o zaman Cumhuriyet içi boş bir kelime, sadece bir masal kahramanı gibi havada kalır.
Kapı kulluğu yaptığınız,emirle kendi yurttaşlarınızı size öldürten emperyalistler artı sizi istemiyor.Ne acı! Artık aşağıya atılması gereken safralarsınız sadece.Artık geçmişten kalan reflekslariniz kendi işinize da yaramayacak,komik şeyler yapıyorsunuz.Oraya buraya yasak koymak gibi.Dünya size gülüyor.Sonra tükürdüğünüzü yalamak zorunda kalıyorsunuz.Düşkünlük kötü bir şey sonuçtaHiç kimse sizin yerinizde olmak istemez.
Her açıklama Cumhuriyetin kazanımları diye başlıyor.Bu cumhuriyetin kazanımları neymiş çok merak ediyorum.şu ülkede 85 yılda yoksulluk,iç savaş,soygun,yasaklar,asılan başbakanlar,asılan devrimciler,çeteler,uyşturucuya bulaşmış devlet,rüşvet ağları,hastanelerde bakımsızlıktan ölen çocuklar,üniversite kapısına yığılan gençler,faili meçhul cinayetler dışında ne gördü. Yol yoktu da siz yaptınız değil mi, yolları bu ülkeyi sömürmek için,demiryolu yerine emperyalistler yapmadı,yaparken de sizin,dedelerinizin cebine rüşvet koymadı değil mi? Hangi taşın üzerine taş koydu sizin hiç kimsenin cumhuriyeti olamayan Cumhuriyetiniz.
Cumhuriyet asker ağırlıklı bir bürokrasi tarafından kurulup biçimlendirilmiştir.Bürokrasi, bir şeylere rağmen varolmuş,devrimci bir süreçten gelmiş değil,doğrudan doğruya Osmanlının bürokrasisidir.Cumhuriyet,söz konusu bürokrasinin kaynağı değil,zaten mevcut olan gücü meşrulaştırmanın yolu/ aracı durumundadır…
Cumhuriyet Türkiye'sinin en ideal öğrencileri soruların cevaplarını bilen ancak kendileri soru sorma alışkanlığı edinmemiş kişiler olarak yetişmişlerdir.
Türk Ulusal Milletimizi orta çağ karanlığından kurtaran, Çağdaş ve hür medeniyetin
önünü açan, Maşruktan-Mağribe beşer alemini kula-kulluktan kurtarıp, her bireyi elit-
seçkin bir Vatandaş yapan ve Türk Kadınına insan-i bir Kimlik kazandıran, kudretli
ve çağdaş Cumhuriyetimiz yüce Türk Ulusuna kutlu olsun....
------OZAN ÇAKIROĞLU--------
Cumhuriyet: Geçmişin Mirası, Geleceğin Umudu
Cumhuriyet, sadece geçmişin değil, yarının da aydınlık yüzüdür. Birlikte yürüdüğümüz, paylaştığımız umutlarla her gün yeniden yükselen bir bayraktır. Her sabah, bağımsız bir ülkenin vatandaşı olarak uyanmak, bize bıraktığı en kıymetli armağanlardan biridir.
Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, imkânsız gibi görünen bir mücadeleden zaferle çıkan milletimizin iradesi, bugün de içimizde yankılanan bir gurur ve özgürlük aşkıdır. Cumhuriyet demek, kendini geliştirmek, bilime, sanata, insanlığa katkıda bulunmak demektir. Bu mirası korumak ve ileriye taşımak her birimizin ortak sorumluluğudur.
Cumhuriyetimizin 101. yılında, bugünü daha büyük bir umutla kucaklıyor; yarınlara ise birlikte yürümeye olan inancımızı pekiştiriyoruz.
"Yaşasın Cumhuriyet!"
Türk Yıldızlarının gösterisini izlerken, yüzünde kocaman bir tebessüm ile göğüs bölgesinde hissedilen bu gururun tanımından fazlası : TÜRK OLMAK...
Her birimiz bu gururun temsilcisiyiz!
Türk Yıldızlarının gösterisini izlerken, yüzünde kocaman bir tebessüm ile göğüs bölgesinde hissedilen bu gururun tanımından fazlası : TÜRK OLMAK...
Her birimiz bu gururun temsilcisiyiz!
,, Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz."
Mustafa Kemal Atatürk.
sözü üzerinden geçeli.....Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlu olsun!
Büyük bir azim ve fedakârlıkla kazanılmış Cumhuriyet, bağımsızlık ruhumuzu yansıtan en kıymetli mirasımızdır.
Var Olsun Türk Devleti.
" Parla hilal ve yıldızım
Parla beyaz ve kırmızım
Türk'ün yolu cumhuriyet
Parla, 100 yaşındasın . . "
Türk şiirinin en yalın, en muhteşem, en sevdiğim dizelerinden biri İlhan Berk'in kalemindendir..
Diyor ki:
"Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün..."
Böyle muhteşem iltifat;
böyle metafor,
böyle gerçeklik mi olur...
Son dizesinde ise yine
son noktayı koymuş değerli şair :
" Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun "
- nice yüz yıllara ersin güzelliğin..
Devletçilik ve savaş yıllarında uygulanan politikaların s onuçları 10 Eylül 1946 tarhli Akşam Gazetesi’nde çarpıcı bir şekilde sergileniyor.Gazete savaş yılarında Türkiye’de 2000 milyoner ailenin doğduğunu bildiriyordu.Ticaret ve sanayi odası bülteni savaş yıllarında tüccarların %300-1000 oranında kar ettiklerini açıklamaktaydı Böylece M.Kemal, 23 yıl sonra rüyası gerçek oluyordu. Artık ülkede bir çok milyoner hatta milyarder yetiştirilmişti Ama bir de madalyonun öteki yüzü vardı:YOKSULLUK
Türkiye’ni n payandalarından biri milliyetçilik iken,komünizm din düşmanı ve evrenselciydi.Dolayısıyla Türkiye,savaş sonrası diğer ülkeler gibi,komünist olmayacaktı.Buna karşılık faşizm,hem milliyetçi, hem de yurtseverdi ve bu yüzden rejime daha uygun görünüyordu.
Falih Rıfkı,Hakimiyeti Milliye,4.Aralık 1930”İnkılapçı Metotları”
Şayet,1920-1940 arasında ülkenin her yerinden büyük toprak sahibi ağalar devamlı milletvekili yapılırsa bu zalim adamlar bir yandan köylüğü ezerek cahil bırakırken köylünün çok ihtiyacı olduğu toprak reformunu engellerse siz"de "köylü milletin efendisidir "dersenin hata etmiş olursunuz.
Yanıtla
Murat Y.
Büyük Tarih tarafından sabitlendi
gazete
ve zamanla öyle bir hal almış ki nice tefekkür cumhuriyet kurbanı olmuştur. uğruna kendi içimizden insan soydaşlarımızı, vatandaşlarımızı verdiğimiz bir yönetim şekli olmuştur zamanla. acı bir dönemin adı yerine geçmiştir hatta. sabahattin aliler, cemil meriçler bu uğurda hatırlayabildiğim sadece ikisi.
cumhuriyet bir fetiş bir mit bir ütopya değildir bir izm hiç değildir. sadece bir yönetim şeklidir. bunu bu gün izmleştirenler her sisteme olduğu gibi ona da en büyük zararı verenlerdir. bir şeyin eleştirilmesinin önüne geçersen o şeyi küçültürsün zamanla korunmaya muhtaç aciz havası oluşturursun kafalarda. islamda rabbimin en büyük ibadet saydığı bir eylem vardır tefekkür. bir saatlik tefekkür yıllarcakılınabilecek namazdan daha evladır rabbimin katında. yani düşünmek, yani eleştirmek ve sonra o şeyin artılarını kendin akledebilmek bunlar çok değerli. eleştirel düşünce her dem horlanmıştır. en çok ta pozitivistliğin borazanlığını yapan kemalistlerce.
atam bize emanet ettiğin cumhuriyeti biz kimlere emanet ettik. aklıma mukayet ol yarabbim.
cumhuriyet ilan edildiğinde,anadolu halkı osmanlı'da saray darbesi olduğunu zannetmişti.
cumhuriyet türkiye'sinin en ideal öğrencileri soruların cevaplarını bilen ancak kendileri soru sorma alışkanlığı edinmemiş kişiler olarak yetişmiştir.
Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.
M. Kemal ATATÜRK
Bir diktatörlükte, özel bir kişinin aşırı zenginliği onu diktatörün üzerine çıkarmaz... Ama bir cumhuriyette onu kolaylıkla yasaların üzerine çıkarabilir. O zaman devletin gücü kalmaz ve zengin gerçek egemen hâle gelir.
Bu nedenle cumhuriyette yaşayanların sağır ve kör, duyguları düşük, güçsüz ve kandırılmaya hazır insanlar olamazlar, olmamalıdır...
Bkz: Bugünkü Türkiye'nin manzarası. (!)
...
Cumhuriyeti kurup biçimlendiren asker-sivil bürokrat kökenli siyasal elitlerin “laiklik Cumhuriyetin temelidir ve her ne kadar Anayasa’ya sonradan (1937) dahil edilmişse de kurucuların kafasında ta baştan beri vardı” şeklindeki iddialar hemen her gün tekrarlanırkan,öz be öz Türk olan ve Türkçe konuşup Türkçe yazan Karamanlıların sırf hırıstiyan olmaları esnasında “Mübadele’ye tabi tutulup vatanlarından koparıldıklarını da hatırlamak lazımdır.
86 yıl kutlu olsun
nice 1000 yıllara
vazgeçilmezimiz
Bugun 86. yil donumunu kutladigimiz yonetim bicimimiz...
Nice senelere...
Cumhuriyet gazetesinin başyazarı Nadir Nadi,15 Temmuz 1947’de; nerden çıktığı çok iyi bilinen bazı propaganda yaygaraları Amerikan yardımının Türk bağımsızlığına bir darbe olduğunu yaymak istedi.Bugün yurdumuza yardım elini uzatan Amerika,bu hizmetine karşılığında bizden ne toprak ne üs istiyor.Bu yardım,hürriyeti seven milletlerin hürriyet düşmanlarına karşı teşkilatlanması yolunda bir ileri adımdan başka bir şey değildir diye yazacaktır.
Cumhuriyet en iyi yönetim şeklidir elbet,Ancak içi boş bir kelime olarak kalırsa,
Cumhurun yani halkın bu yönetime katkısı sağlanamazda yönetime katkısı olanlar çeşitli menfaat grupları, ağalar, şıhlar, bir takım etnik guruplar, ekoomik gücü olanlar olursa,
o zaman Cumhuriyet içi boş bir kelime,
sadece bir masal kahramanı gibi havada kalır.
Kapı kulluğu yaptığınız,emirle kendi yurttaşlarınızı size öldürten emperyalistler artı sizi istemiyor.Ne acı! Artık aşağıya atılması gereken safralarsınız sadece.Artık geçmişten kalan reflekslariniz kendi işinize da yaramayacak,komik şeyler yapıyorsunuz.Oraya buraya yasak koymak gibi.Dünya size gülüyor.Sonra tükürdüğünüzü yalamak zorunda kalıyorsunuz.Düşkünlük kötü bir şey sonuçtaHiç kimse sizin yerinizde olmak istemez.
Her açıklama Cumhuriyetin kazanımları diye başlıyor.Bu cumhuriyetin kazanımları neymiş çok merak ediyorum.şu ülkede 85 yılda yoksulluk,iç savaş,soygun,yasaklar,asılan başbakanlar,asılan devrimciler,çeteler,uyşturucuya bulaşmış devlet,rüşvet ağları,hastanelerde bakımsızlıktan ölen çocuklar,üniversite kapısına yığılan gençler,faili meçhul cinayetler dışında ne gördü. Yol yoktu da siz yaptınız değil mi, yolları bu ülkeyi sömürmek için,demiryolu yerine emperyalistler yapmadı,yaparken de sizin,dedelerinizin cebine rüşvet koymadı değil mi? Hangi taşın üzerine taş koydu sizin hiç kimsenin cumhuriyeti olamayan Cumhuriyetiniz.
Cumhuriyet asker
ağırlıklı bir bürokrasi tarafından kurulup biçimlendirilmiştir.Bürokrasi, bir şeylere rağmen varolmuş,devrimci bir süreçten gelmiş değil,doğrudan doğruya Osmanlının bürokrasisidir.Cumhuriyet,söz konusu bürokrasinin kaynağı değil,zaten mevcut olan gücü meşrulaştırmanın yolu/ aracı durumundadır…
Cumhuriyet demokratik olduğu taktirde faziletli/erdemli bir rejimdir.
Cumhuriyet Türkiye'sinin en ideal öğrencileri soruların cevaplarını bilen ancak kendileri soru sorma alışkanlığı edinmemiş kişiler olarak yetişmişlerdir.