Eskidir insanlık kadar şiir,
Ve sürekli değişir, gelişir.
Gazeldir, türküdür, nefestir,
Aruzdur, hecedir, sestir…
Kırar kuralları serbestleşir,
Evli, bekar; fakir, zengin,
Deli gibi koşuyoruz, peşinden,
Kim ne derse desin,
Kayboldun gittin,neredesin ey aşk sen?
Müptelanız,
Hey,bedenime ihtiyaç,
Ekmeğim, aşım...
Ey ruhuma ilaç,
Candan aziz hayat arkadaşım!
Yıllar önce de,
Susar, acıkırdık birbirimize,
Bağlanır,
Otla, samanla;
Eh biraz sabırla,
Ama koca koyun bile,
Aşkla bağlanır insana zamanla.
Ey, asker arkadaşım,
Sıcak yaktı,
İşledi mi soğuk iliklerine dek?
Neden giderek,
Kavruk bir hal alıyor gümüş çehren?
Yok Allah’ım,
Ne sözümde,
Ne özümde isyan.
Ama doğacağıma insan,
Doğaydım ah,
Akrep ya da zehirli bir yılan! ..
Hey be Koca Dünya,
Bizim için,
Bilmem kaç asır,
Dört dönmekten,
Ne başın döndü,
Ne karardı gözlerin.
Geçmiş ki annelik ince bir elekten,
Annemde ne sitem,
Ne şikayet…
Derya dolusu sevgi,
Dünya dolusu merhamet,
Bir muhabbet bir muhabbet...
Hey Denizli,
Duydum ki meşhurmuş:
Kızın, tozun bir de horozun.
Dinledim dün sabah,
Ötmüştü seninki uzuun uzun.
Gösterirken takvimler,
İki bin yirmi üçün Yirmi Dokuz Ekimini,
Sardı merak kimini,
Kimini neşe.
Karanlıkları eritip,
Bir türkü gibi gelince seher,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!