Aktık hayatın içine su gibi,
Kimi gün
Mutlu, çılgın,
Yılan gibi kıvrım kıvrım.
Kimi çekilip hayatın içine,
Baktık üzgün üzgün,
Yok Allah’ım,
Ne sözümde, ne özümde isyan;
Ama doğacağıma insan,
Yaratılsaydım sığırcık, güvercin ya da bir serçe...
Sığınsaydım bir çatı aralığına,
Yaşasaydım etliye sütlüye karışmadan,
Yok, ne özümde,
Ne sözümde isyan.
Doğacağıma insan,
Yaratılsaydım tek çatal, iki dal bir fidan…
Toprağım sevgi,
Katil değil oğlum, inan,
Aşkı öldürdüğü evliliğin yalan.
Tatlıdır haram,
Ama hüsrandır, daima sonu hüsran!
İnanma kızım,
Burası Taksim,
Kaynar zaman zaman,
Ama su değil burası kaynar insan.
Bayram yeridir bazen,
Şarkılar, türküler, marşlar gırla...
Sanki meydan o meydan değil Maksim!
Bir bak geriye,
Neler akıp gitmiş eriye eriye!
Ayak uydurup zamana,
Başladık ticarete.
Ne varsa dededen,
Söyle kardeşim, ayrımız gayrımız ne?
İçtiğimiz su,
Soluduğumuz hava,
Açtığımız sofra,
Barındığımız apartman,
Yaşadığımız şehir mi farklı olan?
Ah be Hale,
Gözler badem, yanaklar elma,
Dudaklar kiraz,
Aşk aşk desek de kapına kul olmadık ama,
Dinle hele biraz.
Manav değil ki bu Adem,
Milyonlar,
Vazgeçip özgürlüklerinden,
Düşüyorlar yollara.
Yollar toz,
Yollar kalabalık,
Mezarlık olmuş yollar.
Ey aşk,
Çok duydum adını,
Yıllar önce tanımıştım seni,
Görmeye görmeye unuttum yüzünü;
Neredesin sen şimdi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!