Edilip tecrit, bırakıldı tek başına,
Kefensiz yatırıldı musalla taşına.
Mazlumlar yine boğuldu gözyaşına,
Ekmek, ilaç bekler halk boşu boşuna,
Duanızı katın mazlumun duasına,
Ben anneyim,
Senden gayrisi yalan bebeğim.
Yüz sürmüşüm bir kere cennetin eşiğine,
Bakıp bakıp da yalansın bana zevk ü sefa.
Senden gayrisi bana yalan,
Yalan zevk benim,
Değiştik vesselam,
Ayıp olan dün,
Medenî sayılıyor bugün.
Değişti estetik ve zevk,
Dün karısını satan pezevenk,
Kabul edildi bu gün modern erkek...
Söyle kardeşim, ayrımız gayrımız ne?
İçtiğimiz su,
Soluduğumuz hava,
Açtığımız sofra,
Barındığımız apartman,
Yaşadığımız şehir mi farklı olan?
Bir bak geriye,
Neler akıp gitmiş eriye eriye!
Ayak uydurup zamana,
Başladık ticarete.
Ne varsa dededen,
Nasıl derdim,
Elini tutarak,
Kömür karası gözlerinde eriye eriye,
”Seni seviyorum” diye…
Nasıl derdim söyle;
Ben kızdım, sendin erkek! ..
Bırak oğul,
Yitirdiyse arını,
Büyütsün kabağını, hıyarını.
Radyo değil ki büzüp kulağını,
Bulasın ağzı bozuğun ayarını.
Gel oğul,
Öngörülür,
Ne zaman kopacağı fırtınanın.
Lakin katiyen anlaşılmaz,
Ne zaman, nerede,ne yapacağı
Kurnaz kadının.
Yelkovana benzer,
Toy erkek.
Sürekli koşar akrebin peşi sıra,
Bilir gibi başına geleceği,
Sülük gibi yapışmaz.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!