Dağın zirvesine yeni düşmüş kar kadar beyaz
Kozasından yeni toplanmış pamuk gibi ak pak
Yediği içtiği anasından emdiği süt misali helal
Namuslu dürüst bir Cumhurbaşkanı isterim
Ne dövizleri sıfırlasın, ne de şehirleri soysun
Yüreğimde saklı gözlerinin güzel rengi
Üşür mü bakınca suya düşmüş dere yeşili
Can diye kucakladım iki kolumla bedenini
Elinden tutup bastım bağrıma sıcak tenini
Leylek getirmedi yolda bulmadım ben seni.
Dikenler arasında açan
Tomurcuk bir gülsün
Ela gözlerin
Hiç yaş görmesin
Her zaman hep gülsün
Namus şeref kutsaldır bizde asla taviz verilmez
Söz senettir yemin de etmişsen geriye dönülmez
İşin gücün ağzından çıkan sözün yalan ve hile
Nasıl düştü bu millet sen gibi hayalbazın eline
Hiç bir kalem böyle kirli tarih yazmadı
Vicdan para pul için hiç pazarlanmadı
Mevsim hazan sokak kirli ve yaprak sarı
Hangi yöne çevirsem başımı toz toprak
Ellerin avucumda
El ele yürümek isterim
Fır fır dönen Güneş
Akmasın dursun derim
Ilgıt Ilgıt essin
Ilık bahar rüzgârı
Göynücek diyorlar, karadağın yamacı.
Misafir gelmişim, ne han var ne hancı.
Susadım bir tas ayranın var mı yörük bacı?
Önünde akıyor, çekerek çayı,
Karadağ da gezer, boz bir ayı.
Kar mı yağdı ana,
Damın başına.
Kına mı yaktın,
Ak düşmüş saçına.
Dumanını tütürdün,
Baba ocağının,
Çok geliyorsun çok, pek çok üstüme,
Oynatacağım aklımı, böyle giderse.
Gidince aklım elden, ne geçecek eline?
Küstüm vallahi kaderime küstüm
Zil takar oynarım kendi kendime.
Makarayı sardım
Yine geriye
Uzandım
Kuru bir hasırsın üstüne
Başımı koydum
Anamın dizlerine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!