Üstüne,
Kalın bir sürgü çekelim.
Unutalım mı?
Çakır keyif gecelere,
Katıklı çerez yaptığımız,
Sohbetlerimizi....
Karlı bir Denizli sabahında,
Yaşantımdan birer,
Parça parça sökülüp geldiler karşıma..
Karşılaşmıştım yeniden,
Anıların dikenli topuzlarıyla...
Zaman zaman uyanıp derinden
Kimi gün
Karmakarışık
Zindanı karanlık
Bir zihin içinde
Bocaladık
Kimi gün
Kasımdı,
Sonbaharın sonuydu.
Hastaydı yapraklar,
sararıp solup dökülüyorlardı.
Yaşadıklarından,
bezgindi yapraklar.
Gözyaşlarıma karışan,
Yalnızlık duyguları,
Büyük, derin bir,
Meteor çukuru gibi,
Açıldı içimde...
Ve ben,
Sokaklarında,
Gözyaşlarımı,
Islak parke taşlarına,
Döktüğüm kent...
Kötü hatıralarımı,
Akasya ağaçlarının,
Sarısını,
Kehribardan almış gözlerin,
Yuvalanmış Sonbahar’a...
Ellerini tutmak,
Sabah güneşine duyulan
Özlemsi sıcaklıkta....
Çocuktum, ufacıktım,
Top oynamadım vallahi...
ama çok acıktım...
Yoksulduk, yorgunduk, yoksunduk,
Üstelik top alacak,
Paramız bile yoktu.
Bir günlük ömrün varmış a bebek,
Bilseydim yakalar mıydım seni kelebek,
Bir canın bir canı öldürmesi ne demek,
Bu ilkemiz olmalı, sürdürmeliyiz ilelebet.
Bak şimdi hatırlayınca çok üzüldüm,
Çekildim bir kenara suçlu gibi büzüldüm,
Günler geçiyor,
Mevsimsel dönüşler oluyor.
Yaram kabuk bağlamıyor.
Bir türlü kapanmıyor.
Kanadıkça kanıyor.
Kelebekler ölüyor içimde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!