Mutlu Gavcar Şiirleri - Şair Mutlu Gavcar

1973 baharının mayıs ayında Muğla-Fethiye’de doğmuşum. 1979-1990 yılları arasında Kızılbel İlkokulu, Üzümlü Ortaokulu ve Aydın Mimar Sinan Endüstri Meslek Lisesinde okudum. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümünden 1994 yılında mezun oldum. 1997-1998 yıllarında Amasya ve Ardahan’da vatanî görevimi yaptım. 2012 yılında Elazığ Fırat Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Teftişi Anabilim Dalında Yüksek Lisansımı tamamladım. 1994-2007 yılları arasında Kütahya-Merkez, Isparta- ...

Mutlu Gavcar

Gece toplar kurşundan ağır eteğini,
Zalim yalnızlıkların yanışıdır sabah.
Tül gibi sıyrılırken gözden kesafet
Yürür yüreklere zindelik, bereket.
Ne kâbus kalır geriye ne gam
İki büklüm kıvranan yüreğimiz

Devamını Oku
Mutlu Gavcar

Ağır akşamlar usulca çökerken şehre
Solgun camlarda can verdi ışıklar.
Bir kızıl “ah” koptu dilimden
Yüz hüzne boyandı âşıklar.
Karamsar renkler titreşiyordu ufukta,
Karanlığın kırık nağmesi

Devamını Oku
Mutlu Gavcar

&Aşkım için
Tılsımlı bakışlarının titrek kanatları
Bir sarmaşık gibi sarar da ruhumu.
Sorular bile kaybeder yolunu,
Sorarım gölgeme: Ben neredeyim?
Denizin mavisini sende buldum ben,

Devamını Oku
Mutlu Gavcar

Düşerken damlalar doludizgin,
Bir heyecan sarar beni, gezgin.
İnlerken gök, çakarken şimşekler,
Kimileri mavi sema bekleyecekler.

Gökyüzü gererken boz bulanık perdesini,

Devamını Oku
Mutlu Gavcar

Meczup bir balıktım mavi denizinde
Mehtap derlerdi nuruna.
Dizinin dibine dizilip
Derviş edasıyla dinlerlerdi
Yüzyıllara yağan masalını yıldızlar.
Gülüşün gönlüme kalay olurdu,

Devamını Oku
Mutlu Gavcar

Bak, sonuna yaklaştık, haşin şubatın,
Açın kirli camları, perdeyi atın.
Şu durgun dünyaya biraz neşe katın,
Otağına cemre düştü tabiatın.


Devamını Oku
Mutlu Gavcar

Kabil, Habil’in keseli ömür ipini,
Kardeşin kardeştir maalesef katili.
Hainler çekimlerken “kargaşa” kipini,
Kahrolası terörün yoktur dini, dili.

Sansar sürüsü saldırmış körpe kuzuya,

Devamını Oku
Mutlu Gavcar

Çiğ idi, çığlık idi kurşunî boşluğun
Hicretin ömrüme çığ gibi düştü.
Birlikte büyüttüğümüz gonca güller
Çile közünde enkaza dönüştü.
Batarken ıslak çöllerde sensizliğe
Her hâlini tattım sarhoşluğun.

Devamını Oku
Mutlu Gavcar

Sıralanmış bayıra, farklı farklı mezarlar,
İbret almaz insanlar, nedense hep azarlar,
Yarım akılla güya, suya yazı yazarlar,
İbret al ki ey nefsim, kalıcı değil dünya!..


Devamını Oku
Mutlu Gavcar

Gökyüzünü andırıyordu kafasının içi.
Bozkır yamaçlarının kırağı yumağı. Ilıman göçlerin çiğ ırmağı. Koyu karanlıkları parçalayan meteor parçacıkları. Kül rengi bulutlarla işlenen isli ağıtlar. Gelincik tarlasından yansıyan buruk tebessümler.
Vahşi köpekleri sollayıp uykuda bile peşini bırakmayan sisli düşünceler. Kırk ikindilerde içini delen hasret yıldırımları. Sağdan soldan çarpan güneş kırıntıları. Krater soslu ay taşları…
Demiştik ya, gökyüzünü andırıyordu kafasının içi.
Zamanın kimi dilimleri, üzerine gül reçeli sürülmüş ekmek dilimine benzerdi. Ama gün olur, izbe uçurumlar bileşkesi bir mağaraya üşüşen yılanlar, yüreğini dişlerdi.
Davul kendi boynunda, tokmak başkasının elinde de ona kalan konu mankenliği miydi? Ya bastıramadığı duyguların volkanik ateşi, karanlık düşlere kazınan, lotus şafağını yutan lodos çığlığı?!..

Devamını Oku