Mustafa Yılmaz 4 Şiirleri - Şair Mustafa ...

Mustafa Yılmaz 4

Kuşlar için bir yuva yaptım yazlık evimde. Şimdi merdivenlerini yapıyorum, seke seke girsinler yuvalarına diye.
YORULDULAR KARIN DOYURMA ÇABALARIYLA, en azından merdivenleriyle yuvalarına rahat girsinler.

Kendi merdivenlerimi düşündüm,
hayatın basamaklarını tek tek çıkışım geldi aklıma,
her bir basamağına çıkınca,

Devamını Oku
Mustafa Yılmaz 4

Aşkın mutluluk uzantılarının,
acıya dönüşümü bu.
Gülücükler, donuk tebessümlere,
kahkahalar acı inlemelerine uzanıyor.

Sevgi,

Devamını Oku
Mustafa Yılmaz 4

Ne demek sen bilir misin….
Kimliğinden sıyrılıp, yeni bir kimlikli bir beyin olmak, ne demek sen bilir misin…
Hatıra sokaklarından dolaşamamak,
kendi gölgeni inkâr etmek, sanki…

Bilir misin sen yıldız kaymasını,

Devamını Oku
Mustafa Yılmaz 4

Biliyor musun ben seni özlemeyi öğreniyorum.
Bunun yarını da yok, dünü de yoktu, bu gün bir başlangıçtı aslında...
Taşlaştı boğazımdaki tıkanıklar, bir dünya yumağı oldu gırtlağımın tamamında, hayatın tüm ipleri örülmüş boğazıma, tüm cümleler düğüm olmuş iç içe, tüm yazgıların örgüsü bunlar can damarıma işlemiş, tüm kış yorgunluğunun nefessiz dakikaları artık geride kaldı, bir ağırlık musalla taşında görmez gözlerin ışığında kaybolmuş tüm yaşam karelerinin istekleri, neden zorlanır bir beden bu kadar ki kaç mezar taşında var bu hikâye, kaç göz karası sönmüş bu hikâyenin benzerinde?

Sahipsiz düşüncelerin ardında kalan kadın, gözlerin bir süzgeç düşüşü yaş, yüzün kır beyazı, hayatın vaz geçilmiş nutkundan kalan ne var elde, ne idi sarmalandığın acı veren düşünceler, karanlığın gözyaşları bunlar, ucu gün ışığına uzamış, binlerce resim karesi taranmış mutluluğun resmini görebilmek için… Karanlıktaki gözler bunlar mutluluktan uzak...
Kaçıncı ölüş bu, kaçıncı kaçış bu yangın düşlerinden, kayıp düşüncelerin serenadı bunlar, sahipsiz bakışların içinde kalan, sen kadın, ben sana ağlamakla, dünyamı ıslattım, sen kadın, güldürdüğün günlerin hesabı kaldı mezar taşlarına yazılacak, sen kadın ben senin gözlerine ağladım hep, sen kadın ben sende tükendim bilmez misin şimdiki pervasızlık bir acemi ıslığıyla bölünecek…

Devamını Oku
Mustafa Yılmaz 4

Şimdi artık masallarda ağlama zamanları…
Bir masal yazdık kendimize, adsız, rüzgârsız, sakin, kinden ve öfkeden uzak…

Belki de içinde biz tarifi yok, bizlik yok, benlik, senlik yok, sadece yaşanmamış aşkların kahramanları ve de karşıtları var…

Yalandan, riyadan, nefretten ve de tiksinmelerden uzak, sadakatin özü, sevmenin kökü varoluşun kutsal düşüncelerinin tarifi ve de uzak hasretin umulmaz isteklere dönüştürdüğü bir varoluş benliği…

Devamını Oku
Mustafa Yılmaz 4

Ancak sen ki dökersin beni yollara…
Gün batımlı akşamlarda sokaklara…


Bir sen dökerdin ruhumu,
bir bilinmeze… Bir yokluğuna…

Devamını Oku
Mustafa Yılmaz 4

Ne kadar çok bırakılıp gidildik…
Ne kadar çok bırakıldık…
Ne kadar çok, üzülüp ağladık boşu boşuna…

Zaman, süpürdüklerini hep örttü üstüne ağlamalarımızın…
Ne kadar çok zamanda boğulduk…

Devamını Oku
Mustafa Yılmaz 4

Bedenimiz yağmur ıslaklığı, avuçlarımız toprak…
Kaç Pazar sabahı oldu bu cümleyi tekrarlayışım?
Bu gün Pazar…
Yokluğunun takvim sayfalarının en çok kalınlaştığı günlerden sonuncusu…
Ve ben başımı kaldırdığımda bir beldenin kır kahvesinin kargılarla çevrildiği bir sığınağın altındayım…
Şehre uzak, ıssızlık almış başını gitmiş, güneşin kararma çabasında olduğu zamanları yaşıyorum…

Devamını Oku
Mustafa Yılmaz 4

Ben En Çok Sana Ağladım Sevgili...
Ama Yüreğim En Çok Senin İçin Ağladı...


Geçmişin zaman dilimlerindeki anıları bu günkü an zamanlarına taşırken, farkındasızlıkla anılar bataklığına dolarken, pervasız kalamadı yine yüreğim...

Devamını Oku
Mustafa Yılmaz 4

Bir masal yazdık kendimize...
Yarısını ben diğer yarısını sen... Kalemle tamlandık yarım kalan nefeslerde bizi...

Ardına bakmaktan usanmadığımız bir masal yaşamı bu, revan olmuş düşünceler arınmayan kanlarla...

Seni andım geçen yıllarca hep hüzün hep kahır çıktı kelimelerden.

Devamını Oku