Gün yorgun ve nazlanarak iniyor mor dağların ardına…
Gelin gibi süzülerek kayboluyor gözden,
Gecenin koyu gizemine bırakıyor yerini,
İşte tam bu sırada kıpır kıpır olur içim!
Çünkü; başlar itiraf saatlerim…
Yorulup sıkılmam, saymam dakikaların geçişini,
Ellerim sonsuz sanmış tuttuğu elleri
Rüya gibi inandım geçerken dostluk sözlerine
Canımı yaksa da her insan, amacım insanca sevmekti
Arkadaşlıklarını yüreğime mühürlemek idi
Ne yapayım şimdi ben söyle Sevgili Ercan!
E ğilip önünde diz çöksem tutunup ellerine
S amimi duygularımı anlatsam bakarak gözlerine
R üyalarımın gerçek olmasını dilesem tanrıdan
A caba kabul eder mi bilmem ama dualarım seninle (Alıntı)
D ünya bir yana kardeşim bir yana
Ayrılık meğer,
Meğer sen nelere kadirmişsin.
Ben yıllarca yanlış adreslerde çadır kurmuşum
Nereden bilecektim, bütün aşklara senin hakim olduğunu
Düşünüyorum da, içinden çıkamıyorum bir türlü…
Ne zaman aşka aşık olsam
Uzun zaman önceydi…
Seni sevmiştim
Sanki tamamlamıştık bir birimizi
Aslında biliyor musun?
Vazgeçilmezim...
Vazgeçmediğim!
Duygular hazır bu geceki itiraf şölenine
Hava cam gibi parlak
Yıldızlar tüm ihtişamıyla gülümsüyor yeryüzüne
Kızıl saçlı çingene coşuyor,
Ucu fırfırlı eteğiyle
Müziğin ahengine kaptırmış kendini,
Akşam olmak üzere
Güneş birazdan kaybolacak
Yüce dağların ardında kalacak
Hava da kararıp,
Gün ışığının yerini
Alacak lacivert akşamlar
Ah zaman ansızın kapımı çaldığını söylerken
Gözümde akan yaşların farkına vardın
Her ağlayışını duyduğumda içim titrer gözlerim dolardı
Ha yürüdü ha yürüyecek olan oğlum
Zaman akıp geçtikçe fark ederdin olayları
Karanlık gecelerimi aydınlatamadın
Sevdin ama yanımda olamadın
Değmezdi belki uğruma döktüğün gözyaşı
Bak avuçlarıma kar yağıyor şimdi
Ellerimin içinde sensizliğin hüznü...
Sanki gök kubbe delinmiş sağanak yağmur gibi
Geçmişte kalan günlere
Unutulan mutlu dünlere
Kokunun geldiği yönlere
Sensizliğe… Ağladıkça,
Ağlar… Ağlar… Ağlarım…




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!