Sizi hayran bırakmak ne büyük kıvanç
Tefekkürün meşkinde buluşuruz ancak
Sen kaçsan ne olacak yüreğim solacak
Şifasız kalacak aşkın serinliğini unutacak
Dilime hayranlığınız biliniz ki sizdendir
İnsan
zafiyeti olan nazardır
Heves ve heva hissiyatı kuşatan
hardır, merak masum heyecandır
Gecenin en siyahında
Sinem hülyalar sağanağında bilmem ki neler arar
Çilenin sayafalarını yudumlayarak ibretle aralar ve bahtını birkez daha tarar
Ne kadar atılması gereken adım varsa, velakin durduran vicdansa hesabı koklar
Gamlı hazanın
Seherinde biçare bırakırken
Gönül dilimden tek anlayan naif bülbüldü
Kalmadı gönül
Bahçemde açacak bir gül
Çok geç olmadan
Teslim etmem gerekiyor
Belki bu fırsatı ve takati
Bir daha bulamamanın hicranıyla
Benim için ne ifade ettiğini söylemeliyim
Susmak geliyor içimden...
Temaşa ettiğim her sahnenin afakımı yoran cenderesinden, işte benim dedirten
Halin vecdinden anlamayan gayesinden, nefsanilik akın ediyor her saikten
Kaçıyorum, korkuyorum ve utanıyorum medeniyet diye addedilen zilletin nefeslerinden
Evet,
Belki de hakkıyla
İfade etmem mükildir
Hissiyatı şehr etmek
Ne kadar mümkündür
Suç ve günah...
Helal ve haram...
Ceza ve mükâfat...
Takdir ve tekdir...
İkaz ve ihtar...
Hüküm ve ültimatom...
Kaç zaman geçti
Zorlayan anlar kalbimi çok titretti
Ruhum hicranla sendelendi umudum hiç tükenmedi
Demek ki yaşanacaktı
Duygularım ancak seninle anlamlaşacaktı
Bilsen nasıl bir ümit ile niyetlenmilştim
Kimseye söz etmeden sinemin suskunluğunda yadettim ve şevle beslenmiştim
Kim ne dersin demeden, ne yaptığımı muhakemeden arileştirmeden hasretmiştim
Ne vakit ummanın suhuleti aklıma gelse, olsun gönül bu diyerek aşkı zikretmiştim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!