Hangi esaretten söz edeyim
Yıllara sâri elem zerk eden firkati sinemde mi besleyim
Kan akan gözlerimi nasıl gizleyim, titreten hasretin feryadıyla inleyim
Diz çöktüğüm lahzaları şahit göstereyim, aklı karartan sevdayı kime şikayet edeyim
Susmalıydım, manasız nazarlardan korkmalıydım
Nefes nefese varlık nefsi adına soluyanlardan uzaklaşmalıydım, peki, neden kaçmalıydım
Anlatamazdım, vicdan sızısı ne demek kalbi manada tattıramazdım bir hal-i fakir niyazdım
Ne zaman hak ve hakikatle birebir manalaştım aşkın hidayeti nasip olduğunu anlamalıydım
Hasta düştüm, seni düşünmekten,
Bitap bıraktın, benliğimi kaybettim,
Yatağımda yatamaz, kıvranır oldum,
Mecalim kalmadı, yoruldum, soldum…
Meğer bu hallere de düşecekmişim,
Ne sağa ve nede sol algılara
Sevgi barındırmayan manaya
İnsanı aldatan her fraksiyona
Şimdi benim ne ihtiyacım var
Ne kem lafa, nede gizli dolaba
Oysa neler anlatılıyordu
Nefeslerin umudu solgunluğun kadrinde soluyordu
Zaman hala muştuyu önceleyerek, kalbi sessizce teskin ediyordu
Lakin sistemler ve ona teslim olan nefisler dur durak bilmeden vuruyordu
Hınç pik yaparak akıyor
Beklemiyorum
Ve hatta merak etmeyeceğimi biliyorum
Çünkü yorgunum, solgunluğa duçar olan kalan soluğum
Ne kadar umutlansam
Hayali sukutu çaresiz yine ben yaşıyorum
Nefesler asırlardır esarette nezaret edilen figanlardı
İnsanlık adına dile gelen ne kadar bühtan varsa sanki desise için piyasalardaydı
Tahakküm etmek kim ve neler adına en büyük ve müşkil bir sınavdı, neden ruhlar satıldı
Farkında olmayan bir can nasıl bir zaviyeden husule gelen insandı, kandıranlar neler yaptı
Aşk…
Gönül sahrasında nezaket
Umut sağanağında
Himmet ve letafet
Duygu dünyasında suhulet
Ve ünsiyet bereketiyle
Önce haddimi sual etsem
Solgun bir hazanın çehresini içimde hissetsem
Dinmeyen figanı nasıl gizlesem, sessizce akan yaşları silsem
Ruhum adına, kalbimin sevdasına, kalan nefesi imdadına hasretsem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!