Yar...
Saçım ağarmış
Ten sararmış solmuş
Umutlar hazanın sessizliğine boyanmış
Takat artık himmet ve hamiyete muhtaç kalmış
Gözler boşluğa bakarmış, hangi rüzgar esse sarsar ve yorarmış
Kıyamam aşiyanda inleyene
Can havliyle nefes nefese kalbine eren kimliğin rengine
Ruhunda sancılar birliğiyle sabrı seçen sevgiliye ve çileyle barışık enginliğe
Koş durma! Aşka ram olmak için
Korkma, anlamaktan uzaklaşma
Merakın ummanlığında ve tasnifin birliğinde yorulma
Bir an bile insan olduğunu unutma ve vehimlerle nefesini kurutma
Neden vahdet vecdin sukutudur
Konuş
Kör kuyuların dilinden
Yüreğinden geçen, gözlerine buğuluk veren
Başını öne eğdiren, nefesini kesen, çaresiz sukut ettiren lahzadan söz et
Sükûtu irade
Ne yapsam, hiç şaşırmadan kalbimin sesini anlasam
Ne kadar mahzunluğum varsa, içime atsam, Rabbime aşkla ellerimi açsam
Kimseye aldanmadan, nefsimin hoyratlığına kanmadan sevdanın meşkini anlasam
İçimin yaıklığını, sinemin bizarlığını, hakikatın rahlesinde arındırsam
O an çaresizdim
Hiddetin karşısında fevkalade sefildim
Gazaba gelmiştin, nedensizdin, kimbilir belki de o an tükenmiştin
Hasrettiğin halin, serdettiğin eşkalin, keybettiğin edebin acizliğindeydim
Boynumu büktüm, sabrı terennüm ettim, meğerse sana ne kadar yabancıymışım
Bizim, sizin,
Bacımız dediğimiz hanım kardeşlerimiz,
Bizlerden öyle kaçarlar ki, yüzlerini, gözlerini
Takva zannederek gizler kaçırırlar.
Ve hatta seslerini
Sen özleyemem pek diyordun
Kâbusların eşiğinde sabahlarken
Her halimde değişikliği yaşarken
Hislerime müdahale edemiyordun
Bazen unuttuğunu dahi düşündüm
Ey aşk, meftun ettin hasretinle bu fakir gönlümü
Âlini ne dil anlatmaya kifayetlidir, ne hal ram olduğu eşiğin kadrinden şikâyetçidir
Hasrettiği ömrün fedasında her daim bir namzettir
Vesileler halk edilen sebeptir, ancak senin esininle şevktir, latiftir, şereftir hakikattir
Ne vakit
hak için çırpınsam..
Hakikatine
malik olmadan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!