Uyandığım bir sabahın
Uyku mamurluğunu yaşarken
Bedbin tenim hüzün kokuyordu
Fersiz gözlerim tavanı süzerken
Emirgana gitmek geçti içimden
Gülün, lalenin, erguvan eşliğinde
Sizsiniz efendim sizsiniz ta kendisi
Kız kulesi, dalgalardaki güftenin sesi
Gecelerin tek bekçisi hüznün kalesi
Notaların talebesi, şarkıların bestesi
Yaşadığım hislerin banisi, tek adresi
Gönlüm bir hüzün içinde çırpınıyor
Çaresizlik hükmünü hep sürdürüyor
Hicran yine hicran melalime soluyor
Hal bırakmıyor nedamet alıp gidiyor
Hicran mı bu aşkın sonu sen bir söyle
Hani son kez birden demiştin ki
Ne olacak yaş kiminle sorulacak
Babalar akıbetleri nimi unutacak
Nisalar ağlamak zorunda kalacak
Bu hal karşısında şaşırdım kaldım
Sen kendine güveniyorsan,
Lütfen kıskançlık yapma!
Bu hal seni tarumar ediyor.
Senden alıp uzaklara götürüyor.
Ne olur sıkma, çaresiz bırakma!
Dilediğim şarkıdan bile korkma!
Senin yokluğunda yüzümü okşayan
Rüzgâr esenliğinde seni yaşıyorum
Onun sineme bahşettiğiyle kalıyor
Götürdüğü mekânlarda aranıyorum
O an hüzünlenirim serkeşlik kuşatır
İçimi yakarken
Sevda ateşi bağlandığım tutkunun
İştiyakıyla, havsalamda
Ahenkten eser kalmadı
Anlamsızlık
Yarınları kim beklemez ki,
Hangi gönül aşk istemez ki,
Hayalin kıvamı, son katredir,
Aşkın nöbetini hazla içmektir…
Değil mi, özlemi hakikat kılan,
Sus kalbim, ne olur sus,
Sus artık yeter, ses etme,
Bari sen, hala perişan etme.
Yüreğim yanıyor, serinletme,
İstemem artık aşkı, sevdayı,
Kalbimdeki, onulmaz yarayı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!