Çok şey söylediler Sakarya Harbi için;
Ezberden sallarlar “Dünkü vilayet” diye.
Yenmek Zafer değilmiş, sorun Allah için;
Sorduk salladılar “Dünkü vilayet” diye.
Bir zamanlar bizim Vilayet-i Rumeli
Halkımız sever devlette şatafatı.
Kıskansın bizi, hem doğu hem de batı(!)
Devlete bağlılığı olmuştur hep katı.
Kıskansın bizi, hem doğu hem de batı(!)
Devletimiz hep mutlu eder halkını(!)
Ne insanlar var, birbirinden havalı
Şu soyunu sopunu överde över.
Soyunda olsa da delisi aptalı
Dönüp bakmaz bunlara, överde över.
Kimi soylu boylu, kiminin yok nesli!
Bir tutkudur Ekim’de doğada olmak...
Renklerin büyük şöleninde coşarak;
Henüz notaya dökülmemiş sözleri
Ve tuvale dökülmemiş resimleri
Gösterir bize, gözleri okşayarak...
Ben Erbakan, inanmayın yalanlara!
Bir kaç sözüm var önüme çıkanlara!
Ben yine de kızamıyorum onlara!
Çok saftılar, geldiler hep oyunlara!
Ben Necmettin Erbakan, sizden biriyim!
Benzemezdi asla bu bizim hikayemiz
Çöldeki Mecnun’la uzaktaki Leyla’ya.
Kutsanmış anıları yaşattı kalbimiz
Birlikte haykırdık, gökkuşaksız semaya!
Evrende tüm renkler yazamaz büyüsünü;
Ne kadar çok anlatsam anlamazsın;
Bir taş havada durmaz yer yüzünde.
Yer çekimi desem öyle bakarsın;
Anlaman çok zor, yoktur ezberinde!
Sen taş kafasın söylerim buradan;
Sen bir ses duyarsın kuşlar gürültü
Havaya ateş etme ey Trabzonlu!
Canlar hür uçamaz, şaşırır yönü.
Havaya ateş etme ey Trabzonlu.
Kuşlar gürültüyle yaşarlar korku.
Hep anlatırlar şıracı, bozacı…
Bize kimse anlatmasın hikaye!
Şıracı, bozacı olmaz eyyamcı
Bize kimse anlatmasın hikaye!
“Bozacının şahidi şıracıdır”
Her zaman dediler: “İç dış düşmanlar…”
Konuşurlar hep ezberleri kadar!
Sanki dünyada düşmansız devlet var?
Konuşurlar hep ezberleri kadar!
Bir ezber ile beyinleri yanmış;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!