“Ömründe hiç yenilmedi” diyorlar bana!
Yanlış yolda olsam muzaffer olamazdım!
Allah utandırır, vermezdi izin bana!
Ancak utandırmadı, ben yanlış yapmadım!
Tarihte kötüler yaşamaz hep yenerek;
Ne kendim için saraylar inşa ettim!
Ne korunmak için kanunlar istedim!
Hele yaşarken kendime heykel dikmek?
Vallahi ben bunlara gülüp geçerim!
Benim yoktur korunmaya ihtiyacım!
Ben çöküşü görüp çareler üretirken
Ben Kur’an’a ters mi düştüm, sorarım size?
Buna sebep olanlarla kavga ederken
Ben Kur’an’a ters mi düştüm, sorarım size?
Yaşamıştık asırlardır büyük karmaşa…
Nedir Ayşe Validemizin nikah yaşı?
Dokuz mu altı mı… salladınız yeminle!
Söyleyin doğruyu, bakmayın öyle şaşı.
Bu rivayet değil, sanki açık eksiltme!
Bir de anlattınız yok iklim yok beslenme…
Zor şartlar altında geldiler Balkanlar’dan.
Türk, Boşnak, Arnavut; nitelikli insanlar!
Kucak açtık onlara, Evlad-ı Fatihan!
Mehmet Akif gibi millete güç kattılar!
Hele vururlar Selanik göçmenlerine;
Masum insanlar, yaşlılar, bebeler
Öldürülürken nerdeydin birader?
Bunları çözerken aklımız gider;
Terör karşıtlığın tebrike değer(!)
Genç, yaşlı, kadın, çocuk hep beraber
Ben de Eylül çocuğuyum, anam şahit;
Eylül ortalarında doğduğum vakit
Kaçıncı gün? Takvimlerde bulamadım!
Belki on dört, belki on beş soramadım…
Ben bu yüzden her yaş günü yalnız kaldım!
Türklük duruşumdur, insanım, kimlik sormam;
Ne Türkçüyüm ne ırkçı, ben Türkoğlu Türk’üm.
Bozkurt işareti yaparken şaşı bakmam;
Ne Türkçüyüm ne ırkçı, ben Türkoğlu Türk’üm.
Üstünlük taslayamam, her insan kutsaldır,
Kimlere bilge denir, pek sorulmaz;
Sorun “Çok bilen bilge midir?” diye!
Kolay değil, herkes bilge olamaz
Bilgiye hamallık ediyor diye!
Bilgelik çok şeyi bilmek değildir.
O, büyük asker, dâhi, lider olsa da
Bazen çocuk gibi davranır Atatürk!
Üstlerinden gelen yanlış talimata
İtiraz eder, “oynamazdı” Atatürk!
Asker olsa da fazlasıyla özgürdü…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!