Kıskanç kullarından eyleme Mevla
Bir kurt düşse beyne oyar sevdiğim
Sırrını dostlukla paylaşmak evla
Zebun olur diller sayar sevdiğim.
Menzili rehberin nam-ı şaire
Yüce komutan başını öne eğdi
derin düşüncelerin çatlak coğrafi çizgileri
parşömenine mızrağın ucuyla damıtılmış
adeta kanıyla kazınmıştı sanki...
güneşin gözyaşı kızıllığından
kaynayacaktı cehennem kazanı
Adanmışsa kalpten ölümüne can
Düşmeyecek kale geçitler yoktur
İnanmışsa elden gidecek vatan
Olsalar ejderha merdimiz çoktur.
Asaletimizden sessizliğimiz
İnsanoğlu nedir halin
Çamur atsan izi derin
Öfkenden de; beter kinin
Âdemoğlu; Âdemdeniz
Peygamberler evliyalar
Bulanık havalar sisli bulutlar
Kalabalıktan ah... Derin of sesi
Gülünü kırmışlar yaslı umutlar
Tanığında mermer musalla taşı.
Marangozdan çıkmış taze bir tabut
Bilge adam eli şendi toprak
Tomurcuklarından nefes gökyüzü
Boynu bükük kaldı filizlerin
Kardelenler susuzluğu
Çatlamış yanaklarından
Ayaz nöbetlerinde titrer
Bir anne ağlıyordu gözyaşları selinde
Taşıyordu al damlalar yüzünden
Arı duygularından süzülerek
Akıtıyordu acıyı, kederi, hüznü
Yaşatıyordu bakan gözlere yasını
Anne yüce sevgidir damla yaşı akmasın
Ak gerdana emanet metal künye takmasın
Hasretiyle yanarak küllerine bakmasın
Ne olursun ağlatma! Yaraları azdırma
Sayfalara sarısı düşmesin acıları
Ağlamak yok!
ağlamayacağız
bir servi ağacı gibi has...
dik duracağız!
kasırgalar beşiğimiz olacak anne elinden
yapraklarımız şanlı kahkahalarımız
Niçin yanarsın şair!
Mürekkebi kurumuş nehirler gibisin
Kalemin kanlı diken
Felaket tellallığına soyunmuş
Deli divane hallerin
Sanki kırk ölçer kızgın güneşin altında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!