Ay ışığında dolanıyor iki gölge
Soğuk ayazında nefesler buharlanıyor
Donuyor kırmızısından al elmalar
Tatlandırmak istediğim dilim
Kamaşıyor…
Kısık ateşli gönlüm
Durmuş zamanın saati müge çiçekleri solmuş
yaralı mevsimlerin durağında garip bir yolcu
boğuluyor siren sesiyle camlarına asılmış
ayazında veda öpücüğü cümlelerin yalnızlığı
toprağına savrulan servi gazeli gibi
kal kendinle ıssız…
Bir ot yanar durmaksızın sevdası karışık yüreklerde
Dumanı yakar genizlerde acısıyla öksürüğün
Zorlaşır nefes almak, yüzleri yakar gözyaşı
Boşalır ırmaklar
Eser meltem rüzgârları
Hazana çalan baharlar
Çocukken bizler yerli malı haftası vardı
Tüm aile çocuklarıyla sevinç yaşardı
En leziz börekler açılır telaş başlardı
Yok olmuş! Silinip gidiyor özlemim günler
Öğretmenlerimiz bir başka ışık saçardı
Geceleri inleten fırtına dinmiş
Dondurucu soğuğunda buz tutmuş sular
Aç ve susuz bir kuş gagasıyla buzları kırmaya çalışıyor
İştahla dişlemekte buzu
Sevişen kız oğlan kız ergen öpücüğüyle
Bir tırpan gibi savrulmuştum
Ovalarında sarı altın başakların
Yere serilişi gibi vakurdu başım
Kör kurşunları! Sımsıcak kaynayan damarlarımda
Bir pınarın gözüydü
Uzadıya uzun derinliğinde
Sahte gülücüğün yarenliğinde
Dağılmış yuvalar örenliğinde
Güneşi doğmayan karanlığında
Sevgisiz büyüyen sürgünleriydi
Ufkun kızıllığında batan güneşim
Solgun yıldızlarına alışık değilim
Dorukların sağrısına oturmuş bir ay var
Yanıltıcı mağrurluğunda boğulan;
güzelliklerinde serinletici esintisi ormanın
derinliklerinden inleyerek fışkıran akar su gibi
Edebiyat defterinin
Kıdemlisi saf gülüsün
Ayaz fırtınalarının
Al baharı bülbülüsün
Yağmurların coşacağı
Ne çok sevdim ah bilsen seni…
Sevdim.
Elimde el izin, hatıralara yol aldım
Bir kuyu başında eğlendim durdum
Eğilip yüzüm sürdüm baktım rengine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!