Kurbanım sunağına derin yara bir bıçak
Hangi aşkla saplandı derbederim ay gülüm
Belendim kundağına kaküllerin gür saçak
Başım koydum hak andım kurşunları say gülüm.
Dikenlidir sıratın yolcusuyum yokuştur
Kurşunlanır hislerim kuşların telaşından
Duyumsarım çığlığını dalga boylarında
Bir yerlerde acı can çekişir
Taşar bagajından duygular gözkapağından sızar
Damla kuyularında ateşli kazan.
Gür ormanların içinde kendimi
Sessiz bir ağaç gibi görmeye başladım
Diğer ağaçların sefil halleri içimde depremler yaratsa da
Kıpırtısız acınası halim.
Bir kuşun ayakları altında eziliyorum.
Ciyak, ciyak çığlığıyla kim bilir,
Mezarını derin kazan ey dilber
Aydan siluetin şiirlerimle
Çizeyim taşıma müsaaden ver
Çekeyim günahım eserlerimle
Sorgu melekleri beni dinlesin
Ey şairler ey ozanlar
Kutlu gündür cumhuriyet
Kaynar kanımda kazanlar
Damarlarımda hürriyet
Sabahıma doğan güneş
Sevr’ in işgal naraları Anadolu topraklarında atılırken
Türkün öz evlatları birleştik ant içtik
Çıkmıştı ezelden adımız
Cengâverlikten yana biz
Çılgın Türklerdik.
Ateş yanıyor dumanı göklerde yüceliyor
Bacanın simsiyah karanlığı sanki içimi aydınlatıp, rahatlatıyor
Gülümseyen çocuklar boş sokaklarda özgürce oynuyorlar
Bugün bu Ateş beni farklı yakıyor,
Canımı acıtıyor
Kutlu ocağın şanlı ordusu
Selam durmuşlar hilal bayrağa
O bayrak ki!
rengi al kırmızı
Göklerin incisi parlayan yıldızı
Açılsın perdeler odama ışık girsin
Bir gün doğuyor sabaha yeniden
Kutsal yaşam, yaşamak için
Umutlar tükenmeden, sönmeden...
Kuşlar; uçmayın! Bağrışıp durmayın
Göçerse bir ozan yalan dünyadan
Şiir kovasına tası bananı
Hoşnut olmayarak kalan dünyadan
Yasını tutanı duyup ananı
Dostun bahçesine suyun dökeyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!