Fermana yazılan namelerin gücü yetmedi
ama
Zulüm körün oğlunu Köroğlu yapmaya yetti.
Gördün mü zalim bolu beyini
Baki kalmadı zalimlik sarayında
Kumar masasında kırıldı burnu
Para kokusunu iyi alan burnu
Kazanma hırsı yolunda
Haramın en zalim masasında
Kurtarıcı seçildi kumarbaz
''Aklın durağanlığını; Çılgınlık seviyesinde
Yerle yeksan eden aşk değil midir? Firuze''
Ay, güneş, saman yolu ve evren
İnsan,ruh, yürek, ve aşk
Işık hüzmesi ardı meteor izleri
Yolcuya klavuz, sevene sebep
Yansır her şey aşk yolunda
Mahrem sırların sahibi
Kayıtsız defterin katibi
Kalemin yazmıştı geçmişi
Silmeye çalışma kalır izi
İki ileri bir geri kurnaz tilki
Düşlerim düştü yere
Düşler bahçesinde
Kokusu sindi topuğuna
Yürürsün bilirim
Hep burnunun dikine
Kurtuluş ümidi ile açılan avuç içleri
Semadan yankılanır yankısı
Mahcup,kusurlu ve günahkar
Açıktır şuan tövbe kapısı
Gözlerde pişmanlığın gözyaşları
.... Ve yutkundurur adamı
Uyusturuyor o
Zihnimin bir yanını
Üşenmedim
Ardından düştüm yollara
Bekliyordu beni
Çıktım karşısına
Dedim Leyla
Kimisi senin derdinle atar kendini meyhaneye
Dedi sarhoş zihinleri ile yatıştırır onlar kalbini benimle
Dedim Leyla
Ne kadar çok dilek tutulmuş olsa da gece vakti
O kadar çok düş sönmüştür şafak vakti
''Ayaklarının üstünde durması için illa iki ayağımı olmalı insanın''
Veda anında nokta ;Birinin sözü biterken, diğerinin sözünün başladığı yerdir.