ne vakit dönsem sırtımı sana
hemen yıkmaya çalışırsın beni
oysa kimi vakit
en iyi dostumsundur
bu nasıl bir çelişkidir
gülüşünü katınca zamana
zaman zamansızlığa bürünüyor
ifadesizlikler alıp götürüyor
kelimeleri ve cümleleri
sıralanmayan dizeler karışıyor aklıma
düşlerim dökülüyor yollara
Gidenler, gelenler, kalanlar, izleyenler ve görenler, duyanlar ve hiç olanlar. Kimi sisler ardına gizlenmiş yalnızlığına düet yapar. kimi yola düşmüş kalabalığında yitirir kendini. yollarda ayak izleri var geçmişten geleceğe gibi görünen oysa gelecekten AN'ları çalıp günü kurtarmaya çalışan. Bir orman yansa, teknesinde balık kızartır düşlerim.
Ağaçlar devriktir, cümlelerimden hasretini yüklemiş halleri ile, küfesindeki sırlarıyla bir sarı papatya düşer gözlerime, ayaklarım karlı dağlara dolanır. Durma öyle yüreğini avuçlarına alıp başında dünyayı taşırcasına. üzerindeki güneşin farkında ol, sen gece siyahı saçların ile karanlığında olsan bile yaşamın üzerinde yaşamdan alınmış gündüzü taşımaktasın çocuk.
Resimlerde uzaklara bakıvermekte bir erdemdir, bir insan olarak yada bir köpek olarak, baktığın yerde değilse de mutluluk, gördüğün ve dokunduğun yerdedir muhakkak.
Gökyüzü aydınlığıyla başlarken zamana
güne yansıyan Işık
gecenin karanlığından sonra
farkedildi
böylece gün ışıkla doğdu
ve yaşam ışıkla başladı
ya benden bir şeyler alıp götüren zamanın esiri bedenim
yada zaman esirim oldu benden gidenlerin toplamıyla
her iki koşulda da eksiye düşüyor aklım
kalanların toplamı ise bir etmiyor
Düşündüm ki
İnsan olmanın değerlerini yitirmiş, sağını solunu, önünü arkasını sırf ait olma duygusunu tatmin etmek için insan kimliğinden uzaklaşıp kendisine örülen kimlikleri taşıyan, öz benliklerini yitirmiş bir yığın canlı haline gelmiş İnsanlara.
Unutmamalısınız ki
Herhangi bir dine, dile, milliyete, inanca mensup olmadan önce asıl kimliğiniz İNSAN’dı.
uzun
upuzun yollardaysan eğer
güneşin batışına yakalanma
sakın
hüznün fırtınası dağıtır
seni
pencereme yağmur damlıyor
hüzün akıyor günün içinde
fonda ruhumun derinliklerini inciten bir müzik
bacalarda tüten soba dumanı
ağaçlar yeşil kalmış
solmamışlar inadına,
aydınlıklar sarıyor benliğimi,
içimi ısıtan güneşin yansımasında gözlerimin parlayan feri,
özümdeki sevgiyi sarıyorum tüm ağaçların dallarına,
koğuşlara düşüveriyor mavi renkli yıldızlar,
ayak basıyorum geleceğin yasemin kokulu yollarına,
bir gece kuşu geçiyor kulağımın dibinden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!