Esti şu bağrıma hasret rüzgarı,
Vurur yerden yere toz eyler beni.
Kökümden söktü de ey zalim felek,
Dere kenarında saz eyler beni...
Kapandı yürekte eski yaralar,
Gecenin şu çılgın yalnızlığında,
Bir tek senin sesin kulaklarımda.
Her derdin binlerce dermanı var da,
Senin hasretinin olur mu gülüm…
Ellerin elimi tutmasın varsın,
Son/ suzluk çıktı kaderimde karşıma,
Son dediğim anda başladı alevim
Yakmaya benliğimi inceden ince.
Küçük kalıyor yürek büyük düşler görmeyince,
Yer gök bulut ne varsa evrende,
Bulutsuzluk özlemleri başladı yine bende,
Dost arayıp durana var iki naçiz sözüm,
Aslı faslı bir olan, melek misalidir dost,
Bazen çakan şimşekler gibi gürlemese de,
Fotokopi çıkarsa öyle belalıdır dost…
Her kapının ardında bekler bizi muamma,
Şefkatli yağmurlar yağsın üstüne,
Islatsın bedenin, hiç üşütmesin.
Ilgıt-ılgıt essin kader rüzgarı,
Son dalın düşürüp alıp gitmesin...
Güneş aydınlatsın, yakmasın tenin,
Sorma bana nerden gelirsin diye
Dosta geldim gönül, dosta giderim.
Sevgiyle açıldı dünya gözümüz,
Yardan ayrı düştüm hasta giderim…
Açılmadan soldu gönlümün bağı,
Elden gelen öğün olmaz derlermiş
Mutluluk da buna dahil bil dostum.
Düşme yere haline gülerlermiş
Yaşadıkça hep ayakta kal dostum...
Huzur ne güldedir, ne de bülbülde,
Arama sorma hiç nasılım diye,
Bu halim sevdandan bana hediye,
Bütün yaşantımı gömdüm maziye,
Ne kölen olurum, ne de sahibin...
Sana mı aitti dudakta sözün,
Şafak serininde gönül avazda,
Tövben kabul olunur mu niyazda.
Çok kalbimi kırdın yine bu yaz da,
Sazımı elime alır giderim...
Baharda döküldü yaprağım,Sdalım,
Sen gülüm!
En kayıp saatlerimde ansızın açıveren
En tomurcuk, en sevda kırmızısı,
En has kokulu gülüm;
Fani ömrümün en ağır vebalini yükledin bana…
Eziliyor, daralıyor, nefes alamıyorum.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!