Selam verdik, borçlu çıktık derler ya,
Gönül verdik, dertli olduk biz dostum.
Çileleri kader yazmış alnıma,
Bir de yardan ihaneti yaz dostum...
Çok yaşayan değil, gezen bilirmiş,
Gidi felek önümüze set çekiyor her daim,
Gönül düşerse güzele selamını ver daim,
Kıble doğru ise ey dost, yüreğinle sar daim;
Uçsak enginlere hoş da kanat kırık, kol yorgun,
Yorulmadık sevda için, bizden fazla yol yorgun…
Sevmek ha,
Yok böyle bir şey, olmaz arkadaş,
Sevmek,
Olsa olsa kendini sevmek, hayatı, kaderi sevmek
Yıllarca boşa verilen emekleri, vefasızlığı, hasreti,
Acıma duygularını, gurbetin yollarını, dağları, dereleri,
Seni ne çok sevmiştim biliyorsun değil mi,
Değer miydi isteklerin
Aşkın büyüsünü bozmaya.
Biliyorum, senin de şimdi
Kor ateşler var bağrında,
Ağlıyorsun belki de bakarak yıldızlara,
Biten sevdaların tüm izlerini,
Sonbahar boyunca yıkar yağmurlar.
Arada vakitsiz bastırıverir,
Güneş arkasından çıkar yağmurlar…
Fırtınalar eşlik ederse hele,
Cehennem sayarım ben sensiz geçen anımı,
Hasretliğin dondurur damarımda kanımı,
Gelip alsa ne çıkar Azrail şu canımı;
Her gün ölmek değil mi, bir canına yaşamak…
Yollar uzak, mevsim kış, saatler akıp durur,
Gözlerini kapat, dünyayı unut,
Bitmeden içinde sevgiye umut,
Beni özleme hiç, aşkımı unut,
Yarın daha parlak doğacak güneş...
İnsanı sev asla hakir görmeden,
Şehrin sokaklarında dolaştım bugün
Yüzümde fahişe bir gülümseme,
Düşlerimde, hiç sen olmamış sen.
Ve her adımda benden uzaklaşan umut,
Her durumda aklıma geliyorsun yine
Cenderede gibi böyle yaşamak,
Boncuk-boncuk sevdalar yaşadım kolarında,
Sevgi dolu şiirler yazdım sabahlara dek,
Sonbaharda çiçekler açtırdın dallarımda,
Senden uzak yaşamak, kıyameti beklemek...
Gül olmasa geçermiş bülbülün ömrü yasla,
Bağrımızda yine hasret zinciri,
Saatlerin geçmek bilmez herbiri,
Şu gurbette, geçtik köle, esiri,
Gözyaşlarım, sicim gibi akıyor,
Yetiş gülüm, can bedenden çıkıyor...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!