Kim görmüş beni
Hümeyra ile geziyor musun? Öyle mi?
Yalan! şaşı Halit’in işi bu
Birde Basmane’de görmüşler
Güya Fevzi paşa bulvarına gidiyormuşuz
Çarşı lokantasına oturup
Bana kan bulaştı gülüm
Ellerime ayaklarıma kan bulaştı
Ölesiye sessiz
Yalnız ve çaresiz
Bu ömür seninle burada bitiyor
Ölüm kokuyor sokaklar
Hep güneşli havalarda bekledim ben seni
Oysa yağmurunu merak ediyorum
Kızıl saçlarını yağmurdan kaçırmanı
Güneşi kucaklamak için çırpınmanı…
Gözlerinin büyümesini merak ediyorum
Ürkek kedi yavruları misali
Sen bilmezsin
Şu karanlık sokağa sor beni
O çiğnedi
Benim bütün gençliğimi
Sen gidince!
Göğsüne maharetli bir ustanın elleri dokunmuş
Vernik cila kokusu bulaşmış gövdene
Bir gökyüzü siperisin
Nefesi kesilmiş yıldız bekçisisin
Kimse sormamış bu işi becerebilecek misin?
Anlaşılan sende benim gibi kimsesizsin
Güvertesinde ayrılan sevgililer var
Bu rıhtımdan sessiz sessize bir gemi kalkar
Balık ağları kokan yorgun denize doğru
Çığlık olurum ardından
Atlayamam denize;
-ben ölürüm
Sustum senden sonra yazmak hadime düşmez
Alşancak garında halen saatler bela çiçeği
Helen sessiz vagonlar daha dinlemedi
Sönüp giden aşklar sigara izmariti
Ama Bafra değil
Beyaz izmaritli Maltepe belki
.I.
Bir serçe kondu pencereme
Gözlerinde hünerli yaşları
Bir an olsun dinleyin bu şairi
Sözleri mermerden beyaz bir kalafatın içinden çıkma
Peyler peyi iklim bozması
Rakı şişesinde ölü balık
Her gece efkar dağıtan bir babalık
İki ağabey biri düzenbaz
Biri kumarbaz
Birde Safinaz var Safinaz
Kumral bakışlı, yıldız yeleli bir kızcağız
Kırmızı burun büyük pabuçlar
Suratları örtmüş maskeler
Uzun çubuklar
Anlamsız bakışlar
Dört fil bir ros ros – a biner mi?
Ürkerim ben sahtekârlıklarından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!