Her an seni okumak baştan sona
Gözlerinde dinlendirmek kalemi
Karşımda duran maviliklere bakmak
Uzun uzun.
Cam kokulu özlemini çekmek doyasıya
Mor kentin koyu akşamlarında
Bileklerinden tutmuştu hayatı.
Gölgesi büyüdü gözlerinde gidemediği yolların
Kuzu meleyişleri kesildi birden ve
Kapıları kapandı ağılın.
Sevgi gürültülerinin sesi git gide yükseliyordu
Dört duvar bir oda
İçinde sen dolanırken sırma köşk saraydı bana.
Ya şimdi?
Eskilerden kalmış tahta masa
Üzerinde sesi bozuk gramofon
Efkâr çökünce yüreğimin derinliklerine
Ölçüsünü kaçırsan da zararı yok
Alabildiğince sevgi doldur sol yanına
Korkak alıştırma elini
Çöz kendine karşı Aşk’ın dilini
Konuş konuşabildiğince,
Oradan buradan
Perdelerini açamadım pencerenin,
Kenarları örümcek ağları ile sarılmıştı
Dokunamaya korktuğum tülün rengi bile sararmış,
Titredi ellerim, sanki anılar üzerime yıkılacaktı.
Canım her şey bıraktığın gibi…
Su içtiğin bardak masada duruyor,
Fırtınalı bir eylül kalıyordu geride
Ekim’de şansına sığınacak, sarartmayacaktı anılarını.
Bu defa göze aldı,
Hasat sonrası toplayacaktı, yere dökülen yürek kırıntılarını.
İnanıyordu ona…
Yanında kalacak diye kendini kandırdığını biliyordu
Günışığı karanlığı yırtıp tırmalıyordu penceremi
Yine perdeleri açmadan bekledim
Tüm anılarımı hapsettim loş odama
Gözgöze gelme cesaretim yoktu anılarımla
Yoksa dayanamaz kanardı canım
Nerden bilecektim ki sensizliği
Uykusuzluğa bu gecede yenik düştüm
Bir yanımda dokunamadığım sen
Diğer yanımda özlem
Hasrete bağlı rüyalar gecikmekte
Aldırış etmediğim geceler benimle cebelleşiyor
Yokluğunun boyutları kesik-kesik.
Balkondaki çiçeklerimin üzerine birazdan
Karanlık inecek
Gecenin hüznü nazlı nazlı yaklaşacak yanına
Göremeyeceğim renklerini sardunyaların
Hepsi siyaha bürünecek, sarısı beyazı, kırmızı
Hepsi aynı renk.
Katıla katıla ağlıyordu,
Dudak kıvrımlarına sıkışmıştı kelimeler
Susarak bastırıyordu isyanlarını.
U/mutsuzluk,
Tebessümlerinde gizliydi
Kendince…
Meraba. Ben şiir yazdığını bilmiyodum. gerçekten başarılı buldum. tekrar tekrar tebrik ederim :)