Bir ihanetin vicdanına sığınıyor köklerim
Kendimi yeniden tanımlıyorum
Üst kimlik arayışım karasal iklimlerde çözülüyor
Soğuk ve zalim bir coğrafyada sadece üşüdüm
Sadece üşüyorum
Sadece
Ağla çocuk kirlendikçe ağla
Gözyaşı temiz tutar yüreği ağla
Ağladıkça beni hatırla ağla
Hüznün doruklara varınca ağla
Anımsa beni ağla
Geldi geçti deyip ağla
Sokağın başında korkakça
Bağrımda bir demet Şarya
Geri dönmek sivri bir aydınlığa
Ya da yürümek açık uçlu karanlığa
Üstadım!
Düşmüşüm ölü bir kadını sevmenin günahına
İnan ben de meraklı değilim geceyi üç etmeye
Gündüzü hiç etmeye
Ama şu gözlerin...
Gözkapaklarından öptüğümden beri
Den beri gözkapaklarından öptüğüm
Kimsenin gözkapağı öpülesi değil
Gözkapakların değil kimsenin
Sana putlarımı emanet ettim
Putlarımı sana
O gün hiç uyanmasaydım şayet
Hayata büyük bir misilleme yapmış olacaktım
Mutlu uyumanın böyle bir anlamı var
Uyanmasan kazanıyorsun
Kambur geçen çeyrek asra rağmen mutlu ölüyorsun
Ya da uyanıp kaybetmeye devam ediyorsun
Hangi perdeyi aralasam
Hangi kapıya koşsam
Seni dünya gözüyle bir daha görsem
Kur şoku, enflasyon
Yeni zamlar kapıda
Sevişecek gücümüz yok
Sabahın geceden koptuğu mavilikte
Nicesi ağıda çaldı türkülerimizin
Çatlamış dudakları ırgatların küfre yatkındır
Hiç kadın tanımadım
Öpünce yumuşasın kanayan yerleri
Birlikte kanar durur seviştikleri
Sonra gittin
Şehir böyle felaket görmemişti
Haber bültenlerinde halka yönelik çağrıların ardı arkası kesilmiyor
Galeyana gelmemeli
Bu kez sisteme kulak vermeliyim
Her gün gözümün kaydığı sokakta kaçak bir heykel
Yeni kelimeler türetilmeli
Eksik kalıyorum
Yeterince şair olamıyorum
Mesela senin avuçlarının içine çok sıradanmış gibi avuç içi denilmemeli
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!