Ayrılık kırığı bastın sineme
Ne yaman hüzün sardın gönlüme
Yine duman çöktü şehrime
Sessiz çığlar düştü içime;
Sen çığ değildin inen
Belki bugündür
Kalbine dokunan
Tatlı bir an,
Belki bugündür
En mutlu zaman
Bir dost elinden uzanan.
Karga “gak” dedi düştüm toprağa
Çillendim boylandım yağmurlarla
Azmettim uluca bir ağaç olmaya
Gümüş pullu kaftan çektim sırtıma
Dal saldım göklerin mavi şavkına
İyot serpimli akşamın teninde
Ay ışığı pullanır suyun yüzünde
Dolunay yolunda yüzen bir şişe
Kalbim ağlar şişenin dibinde;
Ağlayan kalbimi duyan denizkızları
Gene sızladı içim seni anmaktan
Ateşin sardı sol yanımdan
Hayaline sığındım yanmaktan
Özlemine yaslandım yıkılmaktan…
Açtığın fallarda
Martı kanadına benzer
Bendeki sevmeler
Öyle süzgün öyle özgür;
Yeldirme kanatlı kaçak bakış pusunda
Yana kalır fırtına gözünde suskunca
Bir ben var benden içeri
Çile içinde,
Bir ben var benden dışarı
Çeşni içinde;
Bir ben daha var ki bende ne dışımda ne içimde
İşte oyum ben çilesi çeşni oyalı biçimde…
Onlar büyük acılardı
Benlikte mahkûm
Varlık turşusu sirkeli cefalar
Tuzlandılar salkım salkım;
Sanılmasın hiç kimsedir acı çeken
Aldanmış anılardan
Kaçak bir zaman
Deşip geçmekte içimi
Keşkeli burgaç delisi…
Şiir yaptım küflenmiş sözleri
Bana bak narin ruhum
Aldanıp da burçlara
Yalan umutlara uçma
Akrep-yılan-çıyan
Öküz-boğa-aslan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!