Yine bir mayıs sabahı uyandık hayata,
Acısıyla,tatlısıyla ama her anı seninle olan.
Sana sormustum:”Ne istersin?”
Sen de her zaman ki gibi “Gereği yok.” demiştin.
Sonra aklıma geldi orta okulda yazdığım şiir sana.
Oradaki dizeler saf bir cocuğun kalemindendi.
Hayatın garipliklerinİ yaş geçtikçe öğreniyoruz.
Otuzlu yaşlarda,
Otuz küsür sene sonra,
Öğreniyorum ki benim de Almanya’da,
Yaşayan bir akrabam varmış.
Aslında hepimiz bizden öncekilere göre şekillenmişiz.
Merhaba baba,
Bak nasıl da geçti seneler.
Geçiverdi günler.
Buğulu hatıralar şimdi,
Geçen seneler.
Balıkçılık oynarken,
Doğum 81,
ATATÜRK’le tam bir asır var aramda.
Elime geçse bir fotoğraf,
Siyah beyaz,
Başlar sorgulama.
Özellikle bakınca,
Yabancılaştık.
Ayrıştırıldık.
Ayrışmaya karşı koymadık.
Benim için kebap yıllar olsa da,
Benden büyüklerle hepimiz başkaydık.
Başkalaşmış bizler,
Bugün bana bir sitem ettin.
“Kimlere şiir yazdın?” dedin.
Dedin:”Bir ben mi eksiktim?”
Bilmezsin ne zordur sığdırmak seni birkaç satıra.
Belki de bir kağıda.
Dile kolay ulaştık yirmi yıla.
On beş taş sende,
On beş taş karşıda,
Esnaf oynardı tavla.
Ben tek basamaklı yıllarda,
Hasan Güney de oynadı.
Hüseyin Güney de oynadı.
Eskiden resim çizilirdi kağıda.
Mektup yazılırdı kağıda.
Şiir yazılırdı kağıda.
Şimdi insan benzedi kağıda.
O büyü neredeydi?
Baksan kağıda,
Kıvılcım beklersin ya,
Kıvılcım sensin unutma.
Senden ibaret bakma hayata.
Hayat var senden sonra.
Gitmeden bir işe yara.
Bak bıraktığın mirasa.
Tarihte nadiren değişti düşünce.
Günlük hayattan yöneldi uzak hedefe.
Kapsayıcı oldu benden bize.
Ortaya çıktı ancak herşeyden vazgeçince.
İhtiyaç var öyle bir vazgeçişe.
O vazgeçişi okuduk senelerce.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!