tencereden kepçeyle alırken yemeğini
isli parmakları titriyordu
bakmaya utanıyordu yüzüme
güne borçluydu sanki
saklıydı titreyen avuçlarında yarının ekmeği
yaşlıydı ağlamadan geçecek kadar günden
dün yüzünden bana yetmeyişin hüznünü okudum
içim yandı
o zaman sana olan sevdamı çıkarıp göstermek istedim
hüznünü tatlı sözlerle bitirmek istedim
aklına hüzünler gelmesin diye
o kadar çok üzülüp
ben bu hayatı bir türlü anlamadım
bir türlü yaşamayı öğrenemedim
buldum diyorum oysa kaybetmişim anlıyorum
kaybetmekle bulmak arasındaki zaman
çok şey alıyor insandan
dönmek zorlaşıyor
onlar eskidendi
yıldızları gökyüzünde kaybetmek
bulutlara yapışarak dağlardan geçmek
yalnızlığı kurtaramadığımızı düşünüp küfretmek
herkes gibi ağlamak yeni değil
birinin gözlerinde kaybolmak
sensizlik
dün sen yokken gelip saçımı okşadı
üzülme koçup düşünme
boş ver gitti işte
unuttu
yazmıyor bile düşünme dedi yanağımı öptü
ben anadolu çocuğuyum
kaşığım çakıl dolu
ellerimde nasırlar
ne gecem sayılı ne gündüzüm
önlüğümde saklı ümitlerim
ben anadolu çocuğuyum
gecenin en güzel yerindeyim
yanmayan bir ışık var
zindanı andıran bir sessizlik
bir de sen olsan
gözlerinle bana gülsen
yanaklarımı okşasan
bir gece düşün
sen ben birde karanlık
kar yağmıyor ama soğuk
üşümüyoruz ama soğuk
çıplağız
gece kadar arzuluyuz
ölüm çekip gider
almıştır alacağını beklemez
şöyle sardırmaz
sen ağlarsın o gülmez
çıplak yatar üşümez
hiç boşuna anlatma anlamaz
kendimden geliyorum
boşum
uzağa yeminliyim
senden de geçerim
unuttuklarıma süpürülürsün
beni selamlarımla kirletme
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!